2026’da Batı çöküşe, Doğu başarıya doğru

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. 2025 yılı Atlantik sisteminin sonuna gelindiğini gösteren önemli gelişmelere sahne oldu.

Bir uygarlık çökerken yeni bir uygarlığın doğduğuna tanıklık ediyoruz.

Batı kendi içinde çözülmekte ve bölünmekte; ABD ile Avrupa arasında artan çatışma ve bölünme aynı zamanda, ABD ve AB içinde küreselciler ve milliyetçiler arasında da hızlanıyor.

Öyle ki Avrupa küreselcileri de kendi aralarında bölünmeye başladı.

Üstelik Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemede birbirlerine en çok kenetlendikleri bir dönemde.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Avrupa’da 210 milyar avroluk Rus varlıklarının, Ukrayna’ya kredi vermek için kullanılmasına yönelik planı Macron’un Belçika ve İtalya ile birlikte karşı çıkmasıyla çöktü.

MİLLİYETÇİLİK YÜKSELEN BİR DEĞER Diğer taraftan Avrupa’nın milliyetçi liderleri kendi aralarındaki birliği genişleterek güçlenirken, ülkelerdeki milliyetçi partiler de büyümekte ve küreselcilerin iktidarını zorlamaktadır. 2025’in son AB Zirvesi’nde Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti’nin milliyetçi liderleri Orban, Fico ve Bebis Brüksel’in dayatmalarına isyan etti.

AVRUPALI KÜRESELCİLERİN UKRAYNA’DA BARIŞI ENGELLEME GİRİŞİMLERİ Geride bıraktığımız 2025 yılında en çok gündemde olan konu Ukrayna savaşıydı.

Donald Trump’ın ABD başkanı seçilmesiyle dengeler değişti.

Trump gerek kendi ülkesinde gerekse Avrupalı küreselcilere karşı tavır aldı.

Ukrayna savaşını sona erdirmek için Avrupa’yı dışlayarak Rusya ile birlikte barış arayışına girdi.

Ukrayna’da yenilmişlerdi.

Trump bunu anlamıştı ama Avrupalı küreselciler savaşın devam etmesini istiyor ve bunun için çırpınıyorlar.

Rusya Devlet Başkanı Putin yıl sonunda yaptığı geleneksel basın toplantısında kararlılığını ifade etti ve Avrupalı küreselcileri uyardı.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ VE SİYASİ KRİZ Ukrayna savaşıyla birlikte ekonomik çöküşü hızlanan, silah ve mühimmat depoları boşalan Avrupa ülkeleri özellikle Fransa ve Almanya, hem bu krizden çıkmak hem de Ukrayna’ya desteğini devam ettirmek için aşırı bir silahlanma içine girdi.

Giderek sanayisizleşen, Çin karşısında rekabeti yitiren Avrupa, silah üretimini artırarak ekonomisini canlandırmak istiyor.

Ama krizin ekonomik boyutu çok derin.

Alman ve Fransız ekonomileri durgunluk içinde; sanayi üretimi düşüyor, fabrikalar kapanıyor, işsizlik ve yoksulluk giderek artıyor.

Fransa, son iki yıldır bütçe yapmakta zorlanıyor.

Bu yüzden Cumhurbaşkanı Macron’un atadığı başbakanlar patır patır dökülüyor ve kurulan hükümetler yıkılıyor.

Bütçe açıkları her yıl azalmak yerine artıyor.

GSYİH’ye göre yüzde 5,8 ile AB’nin en çok açık veren ülkesi.

Yine Fransa, Yunanistan ve İtalya’dan sonra AB’nin üçüncü en borçlu ülkesi.

Ekonomik ve siyasi kriz iç içe geçmiş.

Bunun için hükümetler dikiş tutmuyor ve bunun için halk sokağa çıkıyor.

RUSYA TEHDİT DEĞİL ÇİN TİCARİ RAKİP Aynı zamanda 2025 yılı Trump’ın Çin ile baş edemeyeceğini anladığı bir yıl oldu.

Son yayımladıkları “Ulusal Güvenlik Strateji” belgesiinde ifade edildiği gibi Rusya bir tehdit olarak değil, stratejik istikrarın acilen yeniden tesis edilmesi gereken bir güç olarak gösterilmektedir.

Çin ise mümkün olan en iyi anlaşmanın yapılması gereken bir ticari rakiptir.

TRUMP’TAN AVRUPALI KÜRESELCİLERE KARŞI MİLLİYETÇİLERE DESTEK Dünya, İkinci Emperyalist Savaş’tan sonra ilk kez Batı’nın bu kadar bölündüğüne tanık oluyor.

Yakından baktığımızda, bu bölünmenin küreselcilerle milliyetçiler arasında olduğunu görüyoruz.

Bu nedenle hem strateji belgesinde hem de Trump’ın Politico’ya verdiği uzun röportajda ABD’nin Avrupalı elitlerin iktidarlarına (küreselci iktidarlara) karşı ülkelerin milliyetçi partilerinin direnişlerini destekleyeceği açıklanıyor.

DOĞU AKDENİZ’E ODAKLANAN ABD’NİN HEDEFİ TÜRKİYE ABD emperyalist yüzünü bütün gücüyle Doğu Akdeniz’e çullanarak göstermek istiyor.

Bölgede soykırımcı İsrail’i besleyen, koruyan ve destekleyen bir konumda.

Suriye’nin bölünmesi için PKK’nın kolu SDG’ye kol kanat germeye devam ediyor.

Ama bölgedeki asıl hedefi Türkiye.

Yılın diğer gelişmesi ise İsrail’in İran’a yaptığı saldırı.

Ama İran’dan öylesine güçlü bir cevap aldı ki “delinmeyen” demir kubbeleri delindi ve İsrail üzerine bombalar yağdı. 2026’ya merhaba derken, Batı’daki çöküşün daha da hızlanmasına ve Yeni Dünya’nın başarılarına tanık olacağız.

Tüm mazlumlar dünyasının ve insanlığın yeni yılı kutlu olsun.