Haber Detayı
Cumhur İttifakı yine aynı hatayı tekrarlayacak
Cumhur İttifakı yine aynı hatayı tekrarlayacak
Liberalizmin rüzgarından kurtulamayan Cumhur İttifakı yine aynı hataları tekrarlıyor.
Ekonomide bir türlü devletçiliği ağzına almaya cesaret edemeyen Cumhur İttifakı, başarılarını anlatırken, devlet yatırımları ile dünya çapında bir rüzgâr estiren savunma sanayi yatırımlarını öne çıkarıyor. (Savunma sanayi şirketleri ‘Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na ait.
Bu yüzden rahatlıkla devlet şirketleri diyebiliriz.) Haklı gurur kaynağı olan savunma sanayi devlet tarafından yönetiliyor ve yatırımı yapılıyor.
Gerçekten önemli bir atak olan KAAN hakkındaki son gelişmeler, ne KAAN projesine ne de diğer savunma sanayi başarılarına gölge düşürür.
Savunma sanayi yatırımlarına, sadece NATO’ya rağmen yapılan yatırımlar diye bakmak bile bu yatırımların değerinin ne kadar yüksek olduğunu gösterir.
Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum açıklama yaparak 500 bin adet sosyal konut yapılmasının projelendirildiğini söyledi.
Bu yazı yazılırken bu kez AK Parti’nin Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Nihat Zeybekçi de ayrıca bir açıklama yaparak konut sektörüne yatırım yapılacağını teyit etti.
Zeybekçi ayrıca enflasyonun kaynağının talep değil artık arz olduğunu söyleyerek ekonominin yönünde değişiklik yapacakları sinyalini verdi.
İnşaat sektörü konusunda çok bilgi sahibi olmasam dahi, deprem sonrası 11 ilimizde yürütülen konut yapımı ve yeni şehir ve kasabalar kurulması konusunda yapılanlar bana övgüye değer geliyor.
Hükûmet gerçekten deprem bölgesinde yaptığı organizasyon ile çok ciddi bir proje gerçekleştirmiştir.
Hasarlı sahanın çok büyük olması doğal olarak inşaat süresinin yıllara sâri uzamasına neden olmuştur.
Her şerrin bir hayırlı tarafı da vardır.
Evet deprem 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybetmesine neden oldu.
Fakat o yıkımın onarılması için harcanan paralar, Sayın Mehmet Şimşek yönetiminin ekonomiyi durdurma çabalarına karşı direnç noktası haline geldi.
Türkiye iki yıldan bu yana büyümesini ve işsizliği düşürebilmesini inşaat sektörünün deprem bölgesinde gelişmesi ile sağladı.
Evet bu yapılan doğruydu.
Bütçeden en büyük kaynak deprem harcamalarına ayrıldı.
Ancak şimdi bir hata yine tekrarlanıyor.
AK Parti’nin gerçekten ana dayanağı meslek grubu inşaat müteahhitliği.
Zaten deprem bölgesinde yapılan çalışmaların başarısı da AK Parti’nin her şeyden çok inşaat müteahhitliğini iyi anlamasından kaynaklanıyor.
Ama bu yön yapılacak hatayı da beraberinde getiriyor.
AK Parti anlaşıldığı kadarıyla liberal politikalardan biraz uzaklaşacak.
Çünkü yoksullaşan halk, reel kesimlerin sorunları ve deprem yatırımının sona yaklaşması AK Parti için liberal politikaların uygulanması koşullarını zorlaştırıyor.
AK Parti yeniden reel sektöre hız verecek ve ekonomiyi hızlandıracak.
Ancak AK Parti bu değişimi daha önce yaptığı hata gibi inşaat sektörü üzerinden yapmaya hazırlanıyor.
İşte 500 bin sosyal konut projesinin nedeni bu.
AK Parti’nin düşüncesi şöyle; inşaat sektörü tek başına 250 civarında sektörü hareketlendiriyor.
Çimento, demir-çelik, seramik, mobilya vb. gibi ve ekonomik gelişmenin motorunu oluşturuyor.
Hükûmet bu mantık ile yine konut kredi faizlerini düşürecek ve elverişli olanaklar sağlayacak.
Hatırlayalım, pandemi döneminde batacak müteahhitleri kurtarmak için son derece uygun faiz ve koşullarda konut kredileri sağlandı.
Hükûmet elindeki kaynakları lüks inşaat için harcadı.
Yapılan bu politika, servetin zaten zengin olan kesimlerde daha da artmasına neden oldu.
Tüm dünyada başlayan enflasyon ile birlikte bizde ayrıca konut konusunda ciddi konut fiyatı ve konut kirası sorunu yaşandı.
Şimdi ekonomiyi tekrar canlandırmak için tekrar inşaat sektörü devreye sokuluyor.
Evet aslında buna ihtiyaç var.
Ama inşaat sektörünün lokomotif olarak planlanması birçok sorunu da beraberinde getirecek.