Haber Detayı
Toprağa umut eken kadınlar geleceği hasat ediyor
Birleşmiş Milletler’in ‘Kooperatifler Yılı’ ilan ettiği 2025 yılında, Türkiye İş Bankası üçüncü kez Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nü kutladı. ‘Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı’ etkinliğinde toprağa emek veren kadınlar, sürdürülebilir üretim ve dayanışma hikâyeleriyle geleceğe ilham oldu.
BAŞAK NUR GÖKÇAMToprağın bereketi, kadının emeğiyle buluştuğunda yalnızca üretim değil, sürdürülebilir bir gelecek de filizleniyor.
Birleşmiş Milletler’in 2008 yılından bu yana her 15 Ekim’de kutladığı Dünya Çiftçi Kadınlar Günü, tarımsal üretimde, kırsal kalkınmada ve gıda güvenliğinin sağlanmasında kadınların üstlendiği kritik rolü görünür kılmayı amaçlıyor.Bu yıl, Birleşmiş Milletler tarafından ‘Kooperatifler Yılı’ ilan edilen 2025’te, toprağa hayat veren kadınların dayanışma ve birlikte üretme hikâyeleri, sürdürülebilir kalkınmanın da kalbinde yer alıyor.
İkinci yüzyılına adım atan Türkiye İş Bankası da, bu anlamlı günü üçüncü kez düzenlediği etkinlikle kutlayarak; tarımda dönüşümü, yerel kalkınmayı ve kadın emeğinin gücünü bir araya getirdi. ‘Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı’ temasıyla gerçekleşen buluşmada, üretimin her aşamasına dokunan çiftçi kadınlar, hem toprağa hem de geleceğe umut eken hikâyelerini paylaştı.“Kadın kooperatifleri sosyal dayanışmanın da sembolü”Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, ülkemizde 5 milyon tarım üreticisinin 2 milyonunun kadın olmasına rağmen Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı kadın oranının yalnızca yüzde 15 seviyesinde bulunduğunu belirtti.
Yılmaz, “Tarımın yükünü sırtlayan kadınlar gelir paylaşımı ve karar mekanizmaları söz konusu olduğunda hala arka planda kalıyor.Oysa Dünya Bankası ve FAO araştırmaları, eğer kadınlar erkeklerle aynı olanaklara sahip olsalardı tarımsal üretimden küresel ölçekte elde edeceğimiz gelirin en az 1 trilyon dolar daha fazla olacağını söylüyor.
Kadın üretirse sadece üretimi değil kaliteyi, sürdürülebilirliği toplumsal refahı da artırıyor.
Bu bakış açısıyla kadına pozitif yaklaşımımızı her zaman sürdüreceğiz” diye konuştu.Kadınların tarımsal üretimde güçlenmesinin, açlıkla mücadeleden iklim krizine kadar birçok küresel hedefin anahtarı olduğunu belirten Yılmaz, kadın kooperatiflerinin önemine dikkat çekerek kadın kooperatiflerinin yalnızca ekonomik değil, sosyal dayanışmanın sembolü olduğunu vurguladı.Üretici kadınlara çevrimiçi pazarlara kolay erişim imkânıYeni Nesil Çiftçi Kadın Buluşmaları ile kadın üreticilere dijital pazarlama, markalaşma, finansal okuryazarlık eğitimleri verdiklerini belirten Sezgin Yılmaz, üretici kadınların İş Bankası iştiraklerinden çevrimiçi alışveriş platformu Pazarama aracılığıyla komisyon ve kargo ücreti ödemeden ürünlerini satabildiklerini, böylelikle Mart 2024’ten bu yana 7 milyon TL’yi aşkın gelir elde ettiklerini söyledi.
Bu yıl düzenledikleri bir kampanya ile en fazla satış yapan 3 kadın üreticiyi tarım alanındaki başarılı örnekleri deneyimlemeleri için Hollanda’ya götürdüklerini; gelecek yıl 6 kadınla benzer bir teknik gezi gerçekleştirmeyi planladıklarını aktardı.Kadınlarla çalışmak marka değerini artırıyorBirleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Dr.
Ayşegül Selışık da konuşmasında, dünyada gıdaya erişimin çok önemli bir sorun olduğuna işaret ederek 2024 verilerine göre hala 720 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini, bununla birlikte hem doğal kaynakların hem tarımda çalışan sayısının azaldığını söyledi.
Sürdürülebilir bir geleceğin kırsal kesimde yaşayan kadınların güçlenmesiyle sağlanabileceğini vurguladı.Tarımın mutlaka önceliklendirilmesi ve çiftçi kadınların baş tacı edilmesi gerektiğini söyleyen Selışık, bu bakış açısıyla kadın liderliğindeki kooperatiflere yönelik bir program uyguladıklarını, özellikle yereldeki üretimin belirli standartlarla dijital pazarlara ulaştırılmasına yönelik eğitimler verdiklerini, şu anda 19 ilde 38 kooperatif ile çalıştıklarını anlattı.
Selışık, “Kooperatifçilik önemli, kadınların dayanışması önemli.
Kadınlar birlikte çalıştığında marka değeri yaratıyor, katma değeri yüksek ürünler üretiyor, daha çok kazanç elde ediyor.
El ele hareket edelim.
Güç birliğine devam edelim.
Bu sene ve sonrasında kooperatifçiliği güçlendirmeye gayret edelim” diye konuştu.200 küçükbaşı drone ile takip ediyor‘Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı’ etkinliğinde tarımsal üretimin farklı alanlarında kendi hikayelerini yazan kadınlar umut tazeleyen yolculuklarını paylaştı.
Bu kapsamda Antalya’da koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan Kamile Kıvrak, 60 keçi ile başlayan yetiştiricilik yolculuğunda 200 küçükbaştan oluşan bir sürüye sahip olduğunu anlattı.
Koyunlarının kaybolması üzerine düğünlerde gördüğü drone’u almaya karar verdiğini, kullanımını internetten öğrendiği gece görüş özelliğine sahip iki drone ile sürüsünü takip ettiğini anlattı.Solucan gübresiyle Viyana’ya gitti‘Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı’ etkinliğinde dikkat çeken bir diğer hikâye de Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde küçük yaştan itibaren tarım ve hayvancılık yapan, solucan gübresi üretimi gerçekleştiren Menekşe Koyuncu’ya aitti.
Koyuncu, 500 kişinin katıldığı çiftçi kadınlar yarışmasından seçilerek, Viyana’ya eğitim almaya gittiğini ve ardından solucan gübresi yetiştirmeye başladığını anlattı.
Koyuncu, ayrıca İç Anadolu bölgesindeki tüm sebzeleri bahçesinde yetiştirebildiğini, hiçbir zaman kimyasal gübre kullanmadığını, mühendis oğlunun da seracılık yapmak ve kompost üretmek istediğini belirterek toprağın ölmez bir ana olduğunu ifade etti.