Haber Detayı
Vatan Partisi’nden 'LGBT düzenlemesi' çıkışı! Ayvalı: Karşı kanun çıkarılmalı
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, 'LGBT dernekleri kapatılmadan, yabancı devletlerden para alanlar cezalandırılmadan, örgütlenmenin önüne geçmeden LGBT dayatmasıyla mücadele edilemez' ifadelerini kullandı.
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, 11.
Yargı Paketi Taslağında yer alan LGBT düzenlemeleri hakkında değerlendirmelerde bulunarak ve Vatan Partisi'nin “Doğal Olmayan Cinsel Kimlik ve İlişkilerin Propaganda ve Örgütlenmenin Suç Oluşturduğuna İlişkin Kanun” başlıklı 7 maddelik yasa önerisini açıkladı.
Ayvalı’nın açıklaması şöyle: ‘LGBT PROPAGANDA VE ÖRGÜTLENMESİ KANUNLA YASAKLANMALIDIR’ Basına yansıyan bilgilere göre; 11.
Yargı Paketi Taslağında LGBT ile ilgili düzenlemeler yer alıyor ve taslağın yakın zamanda TBMM’de görüşülmesi bekleniyor.
LGBT dayatması; insanı ve toplumu tehdit etmektedir.
Bu nedenle, en başta belirtmeliyiz ki, LGBT propaganda ve örgütlenmesine karşı yasal düzenleme çalışmalarının başlaması olumlu bir gelişmedir.
Vatan Partisi, LGBT propaganda ve örgütlenmesini yasaklayan bir kanun çıkarılması için yıllardır mücadele yürütmektedir.
Partimiz, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini sağlamada ve LGBT gerçeğini topluma anlatmada anahtar roldedir.
Vatan Partisi ile beraber, geniş halk kitleleri de harekete geçmiştir.
İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Türkiye’nin dört bir yanında, LGBT propaganda ve örgütlenmesini engelleyen yasa çıkarılması için mitingler, yürüyüşler, paneller düzenlemiş, imzalar toplamıştır.
LGBT propaganda ve örgütlenmesinin yasaklanması, devletin toplumu koruma sorumluluğunun bir parçası olduğu gibi halkın da haklı bir talebidir. 11.Yargı Paketi Taslağına bakılırsa; LGBT dayatmasına karşı yeni bir kanun çıkarılması öngörülmemekte, Türk Ceza Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılması yeterli sayılmaktadır.
Bu durum, LGBT dayatmasının emperyalist merkezlerden yayıldığı ve insanımızı yıkıma uğrattığı, LGBT propagandasının her yeri sardığı gerçeğinin Hükümet ve Milletvekilleri tarafından tam olarak anlaşılmadığının göstergesidir.
Saldırı büyük ve çok yönlüdür, ona yanıt da bütüncül ve net olmalıdır.
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı ‘TASLAKTA ÖRGÜTLENME SUÇUNDAN HİÇ BAHSEDİLMİYOR’ 11.
Yargı Paketi Taslağına göre; * Cinsiyet değiştirme yaşı 18’den 25’e çıkarılacaktır.
Tıbbi müdahale öncesi kişi ayrıntılı biçimde takip edilecek, takip ve teşhis bu konuda uzman hastane ve heyetlerce yapılacaktır.
Cinsiyet değiştirme yaşının yükseltilmesi ve cinsiyet değiştirme operasyonu için kişinin kapsamlı bir tıbbi incelemeye tabi tutulması bilimseldir, doğrudur. * Eşcinsel evlilik törenleri cezalandırılacaktır.
Türk Medeni Kanunu’na göre eşcinsel evlilikler zaten yasaktır.
Yeni taslakla, yasal olmasa bile kendilerini evli sayarak tören düzenleyenlere ceza düşünüldüğü anlaşılmaktadır. * Taslakta “övme, özendirme, teşvik” şeklinde ifade edilerek LGBT propagandasına ceza öngörülmüştür.
Ancak özendirme suçu “hayasızca hareketler” başlığında ve doğal olarak sınırlı biçimde ele alınmıştır.
Biraz önce bahsettiğimiz gibi, ayrı bir yasa düşünülmediği için düzenlemeler güdük kalmıştır. * Taslakta yer alan, ”Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranış” ifadesi belirsiz ve tartışmalıdır. *Taslakta, örgütlenme suçundan hiç bahsedilmemiştir.
Örgütlenme ve yabancı devletlerden para alma suçlarına değinilmemiş olması, taslağın özensiz hazırlandığının ya da LGBT yıkıcılığına karşı kararlı bir siyasi duruş ortaya konulamadığının göstergesidir.
LGBT dernekleri kapatılmadan, yabancı devletlerden para alanlar cezalandırılmadan, örgütlenmenin önüne geçmeden LGBT dayatmasıyla mücadele edilemez.
Vatan Partisi’nin kanunu hazırdır.
Bu kanun; aylar süren titiz bir çalışmanın ürünüdür ve mücadelenin içinde olgunlaştırılmıştır.
Şimdi kanun önerimizi yeniden kamuoyuyla paylaşıyor, özellikle milletvekillerimizin dikkatine sunuyoruz.
KANUN ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ LGBT diye kısaltılan “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Cinsiyetsizlik, Akışkan Cinsiyet” gibi doğal olmayan, kadın ile erkek kimliği ve ilişkisi dışındaki cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası ve örgütlenmesi, milletimiz, devletimiz ve insanımız için ciddî tehdit oluşturmakta ve yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır.
Eşcinsellik, tarih boyunca sınıfsal çelişkilerin ve kadının aşağılanmasının aşırı boyutlara vardığı toplumlarda, topluma yukardan aşağı dayatılmıştır.
Günümüz dünyasında da LGBT propaganda ve örgütlenmesi, emperyalist devletlerin bütün insanlığa ve millî devletimize karşı yıkıcı faaliyeti kapsamındadır.
Bu faaliyetle toplumumuzu ayakta tutan değerler yozlaştırılmakta ve çürütülmektedir.
Emperyalist Batıdan gelen ideolojik baskılarla oluşturulan “Toplumsal cinsiyet” kavramı altında, cinsiyetsizlik ve benzeri doğal olmayan cinsel kimlikler topluma dayatılmakta, eşcinsellik ve transseksüellik yaygınlaştırılmaktadır.
Öncelikle insan, aile kurumu ve kadınıyla erkeğiyle bütün toplum hedeftedir.
İnsanın cinsiyetine yabancılaştırılması, kendi bedeniyle kavgalı hale getirilmesi, bunalımları, intiharları, madde ve alkol bağımlılığını tetiklemekte, şiddet eğilimini kışkırtmaktadır.
Dış dayatmalarla cinsiyet değiştirdiği için pişman olanların sayısı artmaktadır.
LGBT propagandasının masum ve bilinçsiz olan çocukları bile hedef alması, onları istismara açık hale getirmektedir.
Dahası çocukların cinsiyetine müdahale etmek ve onları LGBT hareketini meşrulaştırmak amacıyla kullanmak, toplumumuzun geleceğini karartmaktadır.
Yapılan araştırmalar, Türkiye’de ve Dünya’da sözde “cinsiyet hoşnutsuzluğu” vakalarında kayda değer artışlar olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu artışın nedeni, doğal değil ideolojik ve kültüreldir.
Gençlerin kimlik arayışı “özgürlük, çağdaşlık, düzene başkaldırı” olarak sunulan LGBT propagandasıyla buluşturulmakta ve “LGBT birey” kimliği yaygınlaştırılmaktadır.
Yabancı devlet parasıyla desteklenen LGBT propagandası ve örgütlenmesi, millî kültürümüzde ve ahlakımızda derinleşen yaralar açmaktadır. ‘LGBT HARFLERİ YETERSİZ HALE GETİRİLMEKTEDİR’ İnsanı, toplumu, sağlığı, genel ahlâkı ve kamu güvenliğini korumak, Devletimizin anayasal görevidir. “Doğal Olmayan Cinsel Kimlik ve İlişkilerin Propaganda ve Örgütlenmenin Suç Oluşturduğuna İlişkin Kanun”un amacı, LGBT propaganda ve örgütlenmesini ceza yaptırımına bağlayarak, devletimizi, toplumumuzu, aileyi ve insanımızı korumaktır.
Kanunun adında LGBT kavramının tercih edilmeme nedeni, yeni yeni cinsel kimlikler türetilmesidir.
Böylece LGBT harfleri yetersiz hale getirilmektedir.
Bu nedenle “Doğal Olmayan Cinsel Kimlikler ve İlişkiler” kavramı kullanılmıştır.
Doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandasından kasıt; özendirme ve telkin içeren kamuya açık eylemlerdir.
Gazete, dergi, kitap, televizyon, sinema, radyo, internet gibi kitle iletişim araçlarıyla yapılan özendirici nitelikteki yayınlar ve aynı nitelikteki toplantı ve gösteriler propaganda kapsamındadır.
Cinsiyet, cinsellik ve doğal olmaya cinsel kimlikler konularında yapılan bilgilendirme, araştırma ve tartışmalar, elbette suç kapsamı içinde değildir.
Kanunda cezalandırılan, kamuya açık propagandadır.
Kişilerin özel hayatları ve kendi aralarında yaptıkları görüş alışverişleri propaganda kapsamında değildir.
Suçun oluşumunda kasıt unsurunun saptanması, belirleyici önemdedir.
Örgüt suçuna gelince, Kanunda, doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası amacıyla örgüt kurma veya örgüt yönetme eylemleri de cezalandırılmıştır.
Ayrıca tanımlanan amaçla kurulan örgütlerin kapatılması öngörülmüştür.
Kapatma hükmünün verilmesi için iki şart aranmalıdır.
Suç, ya o örgütü temsil eden organlar aracılığıyla işlenecektir ya da o örgütün faaliyetinin tanımlanan suça odak oluşturduğu saptanacaktır.
Suç oluşturan amaçla yabancı devletlerden, örgütlerden ve kurumlardan maddî yardım almak, cezayı ağırlaştırma nedeni olarak öngörülmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nin 24 Kasım 2011 tarihinde kabul edilmesinden sonra düzenlenen kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere ve kamu belgelerine giren “toplumsal cinsiyet”, “gender” gibi ifadeler, İstanbul Sözleşmesi’nin 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle feshedilmesine rağmen, devletin hukukî düzenlemelerinde durmaktadır.
Bu ifadeler, emperyalizmin dayattığı yozlaşma ve çürümeye zemin oluşturmak yanında, LGBT’nin propaganda ve örgütlenmesi suçunun işlenmesine de alan açmaktadır.
Bu nedenlerle ilgili ifadelerin hukuk metinlerinden ve belgelerden çıkartılması, yürütme ve yasama organlarının ertelenemez görevidir.
KANUN ÖNERİSİ: ‘DOĞAL OLMAYAN CİNSEL KİMLİK VE İLİŞKİLERİN PROPAGANDA VE ÖRGÜTLENMESİNİN SUÇ OLUŞTURDUĞUNA İLİŞKİN KANUN’ 1.Suçun Tanımı Doğal olmayan veya “toplumsal cinsiyet” diye tanımlanan sözde cinsiyetlerin, cinsel ilişkilerin ve tıbbi zorunluluk dışındaki cinsiyet değiştirmenin özendirilmesine ve telkinine yönelik propaganda ve örgütlenme faaliyeti suçtur. 2.
Propaganda suçu Kanunda tanımlanan propaganda eylemini sözlü olarak ya da yazılı, görsel ve işitsel yoldan kitle iletişim araçlarıyla kamuya açık biçimde yapanlar, 500 günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kanunda tanımlanan propagandanın yer aldığı yayın yasaklanır ve yayının kamuya erişimi engellenir. 3.Toplantı ve gösteri yasağı Bu kanunda suç olarak tanımlanan eylemleri gerçekleştirmek üzere toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapılması, Anayasanın 34.
Maddesinde öngörüldüğü üzere, “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” amacıyla yasaklanır.
Hükme aykırı eylemlerin gerçekleştirilmesi halinde, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun ceza hükümleri uygulanır. 4.Örgütlenme suçu Doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası ve yayılması amacıyla örgüt kuranlar veya örgütü yönetenler, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. 5.Tüzel kişiyi kapatma yaptırımı Suçun tüzel kişiliği yöneten organlar aracılığıyla işlenmesi ya da tüzel kişinin suç oluşturan faaliyetin odağı haline gelmesi durumunda, tüzel kişilik kapatılır ve sorumlu yöneticiler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. 6.Suç amacıyla yabancı gerçek ve tüzel kişilerden maddî destek alma suçu Kanunda tanımlanan eylemleri işlemek amacıyla yabancı devletlerden, örgütlerden ve kurumlardan maddî destek alanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Alınan destek müsadere edilir.
Müsadere edilecek değerin sarf edilmiş olması durumunda, bedelin desteği alan veya alanlardan tahsil edilmesine hükmedilir.
Suç amacıyla maddî destek alan örgüt kapatılır. 7.Yayım tarihi ve yürürlük Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Kanun hükümleri Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülür. ‘KANUN ÇIKMASI İÇİN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’ İşte çocuklarımızı koruyacak, gençliğimizi çürümeden kurtaracak, kadın hareketini özgürleştirecek, aileyi, milli devleti ve toplumu koruyacak 7 madde.
Hükümetimiz ve Milletvekillerimizden beklentimiz daha önce kendilerine ulaştırdığımız bu kanun önerisine gündeme almalarıdır.
Vatan Partisi bu kanunun çıkması için çalışmalarını, mücadelesini sürdürecektir.
Bugüne kadar çok sayıda ülke dünyanın farklı kıtalarında çok sayıda ülke LGBT propaganda ve örgütlenmesini yasaklamıştır.
Türkiye artık bu görevi yerine getirmek ve yeni uygarlığın öncü ülkeleri arasında yerini almak zorundadır.
Türkiye artık vakit kaybetmeden LGBT propaganda ve örgütlenmesini engelleyecek yasayı çıkarmak zorundadır.
Devletin sorumluluğu budur.
Halkın talebi budur.
Vatan Partisi'nin mücadelesi bunun içindir. 'ÇEKİNGEN DAVRANMAMAYA DAVET EDİYORUZ' Açıklama sonrası soruları yanıtlayan Ayvalı, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in “henüz çalışılıyor, taslak haline gelmedi” şeklinde açıklaması çekimser bir tutum olup olmadığına yönelik soruya şöyle yanıt verdi: “Biz açıklamamızda ceza kanunu değişikliğinin yeterli olmadığını ayrı özel bir kanun çıkarılması gerektiğini zaten ifade etmiştik.
Şimdi aktardığınız açıklamadan anlaşıldığına göre ceza kanunundaki değişiklikler bile tam olarak hayata geçecek mi, bundan emin değiliz.
Tabii ki bütün siyasi partiler içerisinde LGBT propagandası yapanların oluşturduğu rüzgardan korkanlar çekinenler en azından kararlı duruş sergileyemeyenler var.
Ama çekinecek, korkacak hiçbir şey yok.
Çünkü milletin geniş kesimleri bu yasanın çıkmasını güçlü biçimde talep ediyor. tabii ki özellikle Batı ülkeleri LGBT propagandası ve örgütlenmesi için milyonlar ayırıyorlar ve bunu ülkemizde de kullanıyorlar.
Onların onlardan fon alan örgütler. “Sosyal medyasından tutun, sokağa kadar her yerde bu propaganda için oradan aldıkları paralarla çalışıyorlar, işler yapıyorlar.
Bu bizi yanıltmasın.
Toplumun LGBT propagandasına razı olduğunu düşünmeyelim.
Geniş kesimler bizimle beraber ve bugün bu propagandanın bir şekilde hizmetine girenleri de özgürleştirecek, kurtaracak mücadele bizim mücadelemizdir.
Çünkü biz onları da elimizin teresiyle itmiyoruz.
Onları da kazanacağız.
Bu mücadeleyi ancak onları kazanmanın, onları bu yozlaşmadan, çürümeden kurtarmanın yolu da kararlı olmaktır, güçlü olmaktır.
Devletin yaptırım gücünü hayata geçirebilmesidir.
Toplumu koruma görevini yerine getirebilmesidir.
Bu nedenle herkesi bu konularda kesinlikle çekingen davranmamaya davet ediyoruz.
Toplumun geniş kesimlerinin bizimle beraber olduğunu tekrar ifade ediyoruz.” CHP’NİN TAVRI: ATATÜRKÇÜLÜKTE BU YOK Çekingen davrananların yanında, yargı paketi taslağını “AK Parti ucuz siyaset peşinde” şeklinde değerlendiren CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın’ın ve CHP’nin genel tavrı sorulan Meltem Ayvalı, şöyle konuştu: “CHP uzun zamandır LGBT'yi savunan bir parti konumunda, LGBT hareketinin parçası haline gelmiş bir parti konumunda.
O nedenle Sayın Günaydın'ın bu açıklaması şaşırtıcı değil. “Bu ucuz siyaset değil.
Tekrar edelim.
Bu çocukları, gençleri, kadınları toplumu korumanın olmazsa olmazı.
Biz kendi geleceğimizi kendi evlerimizle karanlığa itemeyiz.
Kendi toplumumuzu korumak için bu yasayı çıkartmak zorundayız.
CHP görevini yapıyor. “Gökhan Günaydın'ın bu açıklamasına bakılırsa zaten en baştan beri İstanbul Sözleşmesi'nde LGBT'yi güçlü biçimde savunuyorlar.
Yanlış yapıyorlar.
Bu Atatürkçülüğe sığmaz.
Atatürkçülükte bu yok. solculuğa sığmaz, solculukta bu yok.
İlericiliğe sığmaz, ilericilikte bu yok.
Zaten bunu sanki Atatürkçülük'ün, solculuğun, ilericiliğin gereğiymiş gibi yansıtmaya çalışıyorlar.
Oysa bunların hiçbiriyle en ufak bir alakası yok.
Tamamen emperyalist merkezlerden yayılan ve toplumumuzu çürüten bir propaganda. ‘CHP’DE LGBT’YE KARŞI ÇIKAN ÇOK İSİM VAR’ “Bunun bir parçası olmayan kararlıysa CHP yönetimi yanlış yolda olduğunu ifade etmek isterim.
Ama CHP içerisinde hem yönetim kademesinde ama özellikle de tabanında LGBT propagandasına karşı çıkan çok isim olduğunu biliyoruz.
Yani CHP tabanı da kabul etmez.
CHP'nin bu duruşunu CHP kendi tabanına da kabul ettiremez, ettiremeyecektir göreceksiniz. “LGBT propaganda ve örgütlenmesine karşı çıkanlar sadece muhafazakarlar sadece milliyetçiler falan değil.
Yani CHP'nin hitap ettiği kitle, farklı siyasi kitleler içinde de LGBT propagandasına karşı çıkan çok geniş bir kesim var.
Çünkü onlar da görüyor ki bu propaganda çocuklarını etkiliyor. “Artık çizgi filmlere, çocuk kitaplarına kadar giren bir propagandadan bahsediyoruz.
Bir dayatmaya dönüşmüş propagandadan bahsediyoruz.
Dolayısıyla CHP bunun kendi tabanına bile kabul ettiremez.
CHP'nin de vatansever ve insancı tabanını yönetimin bu açıklamalarını kabul etmemeye davet ediyoruz.”