Haber Detayı
Güneydoğulu üretici destek ve su istiyor
Güneydoğulu çiftçi, 2025’i hüsranla bitirdi. Enflasyonu düşürmek için yapılan pamuk ve mısır ithalatı bölge çiftçisini zora soktu, afet zararları karşılanmadı. Yeniden ekim yapabilmek için nakit ihtiyacı olan üretici, sulama projelerinin bitirilmesi ve üretimi önceleyen tarım politikaları istedi.
Kuraklık ve doğal afetler, bu yıl tarımsal üretimde büyük kayıplara neden oldu.
Ülkenin hemen hemen tüm bölgeleri afetlerle mücadele etti.
Ürünler azalmasına rağmen üretici fiyatları düştü, çiftçi yine zarar etti.
Planlı üretim ise henüz sahaya yansımadı.
İthalat yine gündemdeydi, enflasyonu düşürmek için uygulanan gıdada ithalat politikası, üreticiyi daha da zora soktu.
Konuştuğumuz üretici temsilcileri, planlamanın başarılı olması için tarım ve su sorununun öncelikli gündem olması gerektiğini belirtiyor.
Hububat üretiminde önde olan Şanlıurfa’da da üreticinin ana gündemi üretebilmek için büyük destek ve su.
Şanlıurfa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Hikmet İpar, yılı değerlendirdi, yapılması gerekenleri anlattı. - 2025’te bölge çiftçisi nasıl bir sezon geçirdi?
Bizim için 2025 hüsran oldu.
Çiftçi hiçbir üründen para kazanamadı.
Bir yandan don felaketi bir yandan kuraklık vardı.
Bununla birlikte ürün az olmasına rağmen piyasada ürün para etmedi, bu da bizi çok sıkıntıya soktu.
Devletin burada iyi bir destek yapması gerekiyordu.
Ama şimdiye kadar bir şey görmedik.
Kuru tarım yapılan bölgelerde yüzde 80’e varan zarar oluştu.
Dondan dolayı bir miktar destek yapıldı ama o da cüzi bir miktar.
Çiftçinin gübre parasını bile kurtarmadı.
ÇİFTÇİ BORÇ PARA ARIYOR - Çiftçinin şu anda neye ihtiyacı var?
Çiftçinin yeniden ekim yapabilmesi için nakde ihtiyacı var.
Ziraat Bankası borçlarının bir yıl ertelenmesi ve ek bir kredi desteği istedik, karşılanmadı.
Çiftçi şimdi borç para arıyor çünkü ödemeler dönemi geldi.
Çiftçi, kredi kartından çekip banka borcunu kapatıyor.
Hedef bir daha ekebilmek.
Bizim bölgede araziye ekmemek ayıpsanır.
Boş araziyi komşu eker, sahibine teslim eder.
O denli önemlidir ekip biçmek.
Çiftçi onurunu kurtarmak adına ekmek zorundadır ama şu anda kaderine bırakılmış.
Sadece don olayında bir miktar para verilmesi olayı çözmedi.
PİYASAYI TEDİRGİN EDİP İTHALAT YAPIYORUZ - Ürün azdı fiyatlar da düşüktü dediniz, bu normal bir durum mu piyasa açısından, temel sorun nedir, fiyatlar neden düştü?
Sorun ithalat kapılarının açık olması.
İthalatı yapacağımız zamanı iyi seçemiyoruz.
Mısır hasadı yaklaşıyor, bir bakıyorsunuz hükümet 1 milyon ton mısır için sıfır gümrük, diyor.
Tüccar o zaman diyor ki, ‘mısır fiyatı düşecek ben almayım, durdurayım’ ya da dip fiyat veriyor.
Piyasayı tedirgin edip ithalata kapı açıyoruz.
Buğday hasadı dönemine yakın buğday ithal ediliyor, pamuk ithal ediliyor.
Bu sene bölgede 1 dönüme 750 kilo pamuk alan üreticimiz var ama ben 1 dönüme 300-400 kilo pamuk alan Yunanistan’dan pamuk ithal ediyorum.
İthalat zamanlı yapılmıyor.
Bizim bölgede pamuk hasadı onucu ayda başlar.
Yılbaşına kadar ithalatı durduralım, dedik.
Çiftçinin eline pamuk çıksın o zaman yapalım, dedik eğer ihtiyaç varsa.
Bunu talep ettik ama cevap alamadık.
ENFLASYON ÜRETİMLE DÜŞER - Enflasyonu düşürmek için mi ithalat yapıyoruz?
Enflasyon çiftçinin üzerine giderek düşürülmez.
Enflasyon, Türkiye genelini ilgilendiren bir olay.
Sanayide, turizmde diğer sektörlerde de önlem alınması lazım.
Ama sırf enflasyonu düşürmek için çiftçinin ürününü sürekli baskılamak çiftçiyi bitiriyor.
Şu anda enflasyon gıda üzerinden düşürüldüğü için bundan en çok zararı çiftçi görüyor.
İthalat politikası yanlış.
Üretime yönelik bir şey yok.
İthalatla enflasyonu düşürmeye çalışıyorlar.
Ama çiftçi zarar görüyor.
Evet belki sanayiciyi rahatlatıyor ama biz onlardan daha çok zarar görüyoruz.
Biz üretime yüzümüzü çevirmediğimiz sürece enflasyonu bu şekilde düşürmemiz imkansız.
Bizim sanayimiz tarıma dayalı.
Tarımda bugün ekersek 6 ay sonra meyvesini alırız.
Yüzümüzü tarıma çevirelim.
ÇİFTÇİ KAZANAMAYACAĞI ÜRÜNÜ EKMEZ - Üretim Planlaması sahada uygulanıyor mu?
Çiftçi para kazanamadığı ürüne yönelmez.
Çiftçiye ‘sen A ürününü ek’ dersin ama çiftçi bunun getirisine bakar.
Çiftçi para kazanamazsa çiftçiyi yönlendiremezsiniz.
Benim, çiftçiyi hububata yönlendirebilmem için para kazandırmam lazım.
Bunun için de çiftçiyi desteklemem lazım.
Bu yıl biber para etti mesela.
Herkes biber ekti, üretim arttı.
Bu sefer 15 liradan satamadık.
Benim ‘hububat ek’ demem için hububata destek vermem lazım.
Büyük desteğe ihtiyacı var çiftçinin.
Çiftçi para kazanmazsa önünü görmezse istediğin kadar planlama de… 2 yıldır diyorum ki ‘bölgede badem çoğaldı ekmeyin’.
Ama adam ‘3 yılda verime geliyor, fıstık 10 yılda oluyor’ diyor.
Oysa ki ben fıstığın desteğini artırıp bademin desteğini düşürürsem insanlar fıstık için 10 yıl bekleyecek ama getirisi ve desteğinin olduğunu bildiği için diker.
Ege’de üzüm, Çukurova’da mısır, Güneydoğu’da hububat alanlarındaki desteği yükselt.
Hangi bölgede hangi ürün daha iyi oluyorsa çiftçiyi ona yönlendirmemiz lazım.
Planlı üretim mevzuatına bakıyoruz çok güzel ama çiftçinin şu anda bulunduğu ekonomik şartlardan dolayı planlamayı uygulamak zor.
GES’İ BÜYÜK FİRMALARA VERDİLER - Bölgedeki en acil sorun ve çağrınız nedir?
Hilvan-Viranşehir-Siverek pompalı sulama sistemi, devasa bir proje.
Hâlâ adım atılmadı. 15 yıl önce bitmiş olmalıydı ama bahaneler üretiyoruz.
Şu an bu suya ihtiyacımız var.
Bölgemiz sürekli kuraklıkla karşı karşıya olan ve o riski taşıyan bir bölge.
Bizim büyüklerimiz yağmur dualarına çıkardı ama dualarla olmadı.
Biz sulama projelerini hayata geçirmediğimiz zaman tarımı güçlendirmenin imkânı yok.
Sulama yapılan bölgelerde elektrik sorunumuz da var.
Bunu çözmek için de GES’lere ihtiyaç var, dedik.
Ama GES kurma imkanını büyük firmalara verdiler, çiftçi yine kuramadı.
ÇİFTÇİ SULAMA SİSTEMLERİNE ERİŞMELİ Kuraklığı ciddi yaşadık.
Şu anda Atatürk Barajı’nda su seviyesi yüzde 29’da.
Bu suyu çok iyi kullanmamız lazım.
Bu sulama sistemlerini kurarken çiftçiyi de aynı zamanda bilinçlendirmek lazım.
Az suyla verim elde etmenin yollarını aramamız lazım.
Sulama sistemlerinin çiftçiye daha makul şekilde erişimini sağlamamız lazım.
Ucuz kredi olur, faizsiz kredi olur, hatta hibe olur.
Özellikle damlama sulama sistemine geçmemiz gerekiyor.
Damlamada yüzde 35 oranında tasarruf sağlıyoruz.
En az yüzde 20 verim yükseliyor.
Çiftçiyi buna hazırlamak lazım.
AŞIRI SULAMA TOPRAĞI ÇORAKLAŞTIRDI Mesela Harran’da hata yaptık.
Harran’a su geldiği zaman drenaj kanalları yapılmadı, hayatında su görmeyen çiftçiye tonlarca su verdiler.
Çiftçi de bu suyu tarlaya bastı, aşırı sulamadan 5 yıl sonra topraklarımız çoraklaştı.
Harran’da kapalı sistem olmadığı için salma sulama yapılıyor.
Bu da aşırı su tüketiyor.
Şu anda giden suyla 3 tane Harran sulanır.
Suyu da yönetemiyoruz.
Ciddi bir su politikası oluşturulmalı. - Çok teşekkür ederiz.