Haber Detayı

SANATIN TARİHİ-2 Mağara resimleri ve ülkemiz: Latmos
Berna bridge aydinlik.com.tr
17/11/2025 09:09 (1 ay önce)

SANATIN TARİHİ-2 Mağara resimleri ve ülkemiz: Latmos

SANATIN TARİHİ-2 Mağara resimleri ve ülkemiz: Latmos

Sanat nasıl başladı?

Nasıl devam etti?

Geçen hafta başladığım yazı dizime bu hafta devam ediyorum.

Resim, şiirden, edebiyattan önce mağara resimleriyle başladı.

İnsanların kendilerini ilk ifade etmelerinin biçimiydi.

Çocuklar da bu nedenle resim yapmayı sever.

Hayal dünyalarını, iç dünyalarını, psikolojilerini, kime ve neye yakın olduklarını yaptıkları resimlerle, kullandıkları renklerle ifade ederler.

İlk insanlarla ilgili, onların ilgi alanları, yaşamları, yaşam kültürleriyle bilgiyi biz de mağara resimlerinden alıyoruz.

Geçen hafta dünyanın çok farklı yörelerinden mağara resimleri, bu resimlerin kaç yaşında olduklarıyla ilgili bazı örnekler paylaşmıştım ama bu örnekler arasında ülkemizden hiçbir örnek yoktu.

Sonra bir arkeolog dost bana “Ülkemizdeki Latmos mağara resimleri perişan ve korunmalı” dedi.

BEŞPARMAK DAĞINDAKİ ÇOK DEĞERLİ MAĞARA RESİMLERİ İlk defa 1994 yılında, antik adı Latmos olan Beşparmak Dağı’nda, tespit edilen kaya resimlerine yönlendim ve eskilere yenilerinin eklendiğini gördüm.

Latmos Dağı’nın sarp kayalık bölümünde duvarlarında 8.000 yıllık tarih öncesi kaya resimleri bulunan iki yeni mağara ve yine duvarları fresklerle bezenmiş bir kaya sığınağının ortaya çıkarıldığını öğrendim.Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, tespit edilen iki ayrı mağaradaki resimlerin de bilinçsiz kişilerce tahrip edildiğini söyledi.

Oysa bu tarihe ışık tutan mağara resimleri ne kadar paha biçilmez değerdeydi.

Bunun fark edilmesi, bu mağaraların korumaya alınması gerekiyordu… DEVLET TARAFINDAN LATMOS’UN KORUNMASI GEREKİYOR Sürücü, “Mağaranın birindeki resimler, oldukça iyi durumda.

İnsan olmayan değişik bezeme ve göz alıcı süsler gibi figürlerden oluşuyor.

Diğer mağaradaki resimlerde zaman içinde iklim koşulları nedeni ve mağara içinde yakılan ateş sonucu bozulmalar meydana gelmiş.

Bilinen SİT alanları dışında hiçbir koruma statüsü bulunmayan Latmos Dağı’ndaki mağaralarda avcı ve meraklılar tarafından ateş yakıldığı, bunun sonucunda da mağaranın duvarlarında bozulmalar meydana geldiğini yöre insanlarından öğrendik” diyor…Sürücü, mağaraların birinde yer alan fresklerin de bilinçsiz ellerce tahrip edildiğine dikkat çekerek, “Yeni bulunan bir diğer resim ise bir kaya sığınağının altında yer alan Bizans Dönemi’ne ait freskler oldu.

Ne yazık ki burada da definecilerin resimler üzerinde yarattığı tahribatlar ve bazı bilinçsiz kişilerin resimlerin üzerine seramik parçalarıyla çizdikleri şekiller ve yazılarla doluydu” diye ekliyor.

AVCI VE MADEN OCAKLARI TEHDİT EDİYOR Latmos Dağı’ndaki kaya resimleri ve fresklerin sadece avcı ve define avcılarının değil maden ocaklarının da tehdidi altında olduğunu söyleyen Sürücü, şöyle devam ediyor. “Bizans Dönemi’ne ait birçok manastır, kilise yapısı ve savunma kalelerinin bulunduğu Latmos Dağı’nın gizemli coğrafyasında, daha keşfedilmeyen birçok insanlık mirası bulunuyor.” “Binlerce kaya yapısının içinde bunların tespitinin yapılabilmesi, onlarca yıl sürecek yüzey araştırmalarına bağlıdır.

Ancak insanlığın ortak mirası olan Latmos’un bakir coğrafyası, benzerine pek rastlanmayan jeolojik yapısı, doğal ve kültürel varlıkları yeni maden ocaklarının açılması talepleriyle tehdit altındadır”.

LATMOS EN ESKİ İNSANLIK VE KÜLTÜREL MİRAS Sürücü sözlerini sürdürüyor. “Mevcut maden ocaklarının yarattığı tahribatlar göz önündeyken, yeni talepler Latmos’un doğal ve kültürel değerlerini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktır.

Batı Anadolu’nun en eski insanlık miraslarını barındıran, doğal ve kültürel varlıklar açısından zenginliklerle dolu olan Latmos Dağı, keşfedilmeyi bekleyen bir gezegen gibidir”. “İçine girip araştırdıkça her an yeni bulgular, yeni kültürler, yeni türler bulmak mümkündür.

Latmos’un korunması için, sadece Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Aydın ve Milet Arkeoloji Müzeleri değil, diğer ilgili bakanlıklara bağlı kurumlarda aynı hassasiyeti göstermelidir” diyor.

Biz de buradan tüm ilgili Bakanlıklara çağrı yaparak bu en eski insanlık ve kültürel mirasa sahip çıkılmasının önemini vurguluyoruz.

İlgili Sitenin Haberleri