Haber Detayı

Özçağdaş'dan Bakan'a çağrı: 'Ara eleman için eğitimle oynamayın 8 milyon kişi ne eğitimde ne istihdamda'
Eğitim aydinlik.com.tr
20/11/2025 00:50 (1 ay önce)

Özçağdaş'dan Bakan'a çağrı: 'Ara eleman için eğitimle oynamayın 8 milyon kişi ne eğitimde ne istihdamda'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, sermayeye ara eleman yaratmak için 12 yıllık zorunlu eğitimin yapısıyla oynamanın yanlış olduğunu belirterek, nitelikli ara eleman olacak 8 milyon kişinin ne eğitimde ne de istihdamda olduğunu, kenarda beklediğini belirtti

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, yarın görüşülecek 2026 Milli Eğitim Bakanlığı bütçe teklifi öncesinde yaptığı açıklamada, "AKP'li yandaşlardan geçen yıl 701 milyar lira, bu sene 760 milyar liranın üzerinde alınmaması kararı verilen vergi var.

Yani aslında kendi yandaşlarınıza giden iki liradan bir lirasını kesseniz her şey çok güzel olur.

Bu bir tercih meselesidir.

Para vardır." ifadesini kullandı.

CHP Milli Eğitim Bakanlığı'ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, parti genel merkezinde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.

Yarın görüşülecek 2026 Milli Eğitim Bakanlığı bütçe teklifine ilişkin konuşan Özçağdaş, şunları söyledi: 'EĞİTİME AYRILAN PAY AZALMIŞ DURUMDA' "Yıllar içerisinde baktığınız zaman eğitimin aldığı payın gerilediğini görüyoruz. 2026 bütçesini görüşüyoruz. 2016 bütçesiyle yani 10 yıl önceyle yine Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin bütçesiyle kıyaslarsak, bu yıl yüzde 3,74 gayri safi yurt içi hasıladan eğitimin aldığı pay, 10 yıl önce yüzde 4,18'di.

Merkezi yönetim bütçesinden bu yıl aldığı pay yüzde 15,29, 10 yıl önce yüzde 19,24'tü.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin merkezi yönetim içerisindeki durumunu kıyasladığımızda bu yıl yüzde 10,26, 10 yıl önce yine bir başka AKP iktidarında yüzde 13,38'di.

Yine gayri safi yurt içi hasıla açısından baktığımızda bu yıl yüzde 2,51, 2016 yılında yüzde 2,91'di.

Dolayısıyla eğitime ayrılan pay 10 yıl önceye göre oldukça azalmış durumda.

Bunun doğal olarak eğitime yansıyan süreçleri var. "Bu yıl 1 trilyon 943 milyar lira bütçemiz. 652 milyarlık bir YÖK ve üniversiteler bütçesi var.

ÖSYM var.

Diğer Kredi Yurtlar Kurumu gibi bütçeler var.

Toplamda 2 trilyon 896 milyar gibi bir rakam.

Bu bütçenin yüzde 74'ü personel giderlerinin, yüzde 9'u SGK giderleri.

Dolayısıyla bütçenin yüzde 83'ü personel giderlerine harcanıyor.

Biz Sayın Bakan gibi 'Fonlanıyor' demeyi tercih etmeyiz.

Çünkü öğretmenlerimizin ülkemin geleceğine yaptıkları hizmetin düşük bir karşılığı.

Yüzde 7'si mal ve hizmet giderleri, yüzde 8'i sermaye giderleri, yüzde 2 cari giderler.

Buna da baktığımızda eğitimde çok ihtiyacımız var.

Eğitimde fark yaratacak işler için bir yatırım bütçesine ihtiyacımız var.

Adalet ve Kalkınma Partisi ilk iktidar olduğunda yüzde 17,18'di eğitime yatırımda ayrılan pay.

Bu sene itibariyle yüzde 8,25.

Yani yarısından bile az durumda.

Ecevit hükümetlerinin yüzde 30'lara varan yatırımlarını söylemiyorum bile.

AKP dönemini AKP dönemiyle karşılaştırıyorum. 'ÖĞRENCİ SAYISI, ÜNİVERSİTELER ARTIYOR BÜTÇE ARTMIYOR' "YÖK üniversite bütçelerine baktığımız zaman yine 2016'da yani 10 yıl önce 0,90 iken, bugün 0,84.

Merkezi bütçe içinde 4,14 iken bugün 3,44.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en çok övündüğü ülke için iyi bir icraat olarak sunduğu şeylerden biri bugün itibariyle 208 yüksek öğretim kurumumuz olması.

İktidar olduklarında bu sayı 93'tü.

Ve bu alınan payları oradan kıyaslarsanız aslında öğrencilerin, üniversitelerin sayısının arttığını fakat o oranda bütçe ayrılmadığını görüyoruz.

Ben kendi adıma Türkiye'de daha fazla üniversite olmasını olumlu bir gelişme olarak görürüm.

Niteliksel tarafını tartışmak ve bir kenara koymak suretiyle söylüyorum.

Ama eğer bütçeden benzer bir biçimde fazla pay ayrılmıyorsa yükseköğretimde yaşadığımız sorunları da tarif eden bir iş var. 'ATANMAYAN ÖĞRETMEN SAYISI 68 BİNDEN 1 MİLYONA ÇIKTI' "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin belki de en çok zarar verdiği meslek gruplarından biri öğretmenler olmuştur.

Bir yanda norm kadro açığı var bir yanda norm fazlası var.

Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Meclis jimnastiği gibi iki yılda bir getirdiği bir şey.

İnancımız odur ki Anayasa Mahkemesi'nden dönecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gaziantep'ten Sayın Ecevit'e bağırıyordu 'Neden atamıyorsun' diye, 68 bindi o zaman atanmayanların sayısı.

Bugün bir milyon oldu.

Eğer bir ülkede bir milyon üniversite eğitimi almış ve öğretmen olmayı bekleyen insan varsa bu açık bir planlama iflasıdır.

Bunun sorumlusu başından sonuna kadar Adalet ve Kalkınma Partisi'dir." '100 BİN ÜCRETLİ ÖĞRETMEN VARSA 100 BİN KADRO AÇIĞI VARDIR' 100 bine yakın ücretli öğrenmen olduğunu paylaşan Özçağdaş, şöyle devam etti: "En yükseği asgari ücret seviyesinde ücret alabiliyor.

Şöyle düşünün iki tane sınıf öğretmeni var.

Bir tanesi ücretli öğretmen bütün derslere gidiyorsa saatleri dolduruyorsa asgari ücret alabiliyor.

Ama öbürü ondan iki kat daha fazla maaş alabiliyor.

Böyle bir eğitim sistemi olmaz.

Böyle bir çalışma düzeni olmaz.

Ve çok üzüntü verici olan şey Bakanlık utanmadan, sıkılmadan 'Öğretmene ihtiyacımız yok.

Kadro atamayacağız' demeye devam ediyor.

Eğer 100 bin ücretli öğretmen varsa 100 bin kadro açığı vardır.

Bu konuda bir yasa teklifimiz de var.

Bunu da Meclis gündemine getireceğiz. "Tabii bir başka önemli sorun ücretli öğretmenler.

Özel sektörde çalışan öğretmenler.

Yine Sayın Bakan'ın icadıyla kendisi müsteşarken özel sektör öğretmenine bir gecede taban maaşı hakkını kaybettiler. 1960'lı yıllardan bu yana vardı.

Bir gece operasyonuyla 177 bin civarında öğretmenin elinden alındı ve şimdi bir tür mevsimlik tarım işçisi gibi dokuz aylık sözleşmelerle, belirli süreli sözleşmelerle iki dudak arasında kararlarla çalışan özel okullar sistemimiz var.

Bu da kabul edilebilir bir iş değil.

Milli Eğitim Bakanlığı'nı bir tür Cihannüma genel merkezi gibi gören bir yaklaşım var.

Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nın liyakatli kadroların ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı gibi çok farklı uzmanlıkları bünyesinde barındıran bir yapı olması ihtiyacı vardır.

Bunların hiçbirisini görmüyoruz. 'ÖĞRENCİ BAŞINA BİN 500 LİRA VERİLSİN' "Teftiş ve denetim sistemi yine bu iktidar döneminde bile isteye tarumar edilmiş bir yöntemdir.

Biz devletin bütün kaynaklarının kamusal eğitime harcanması gerektiğini düşünüyoruz.

Her kuruşun yoksul aile çocuklarına harcanması gerektiğini düşünüyoruz.

Okul bütçesiyle ilgili defalarca Sayın Bakana çağrıda bulunduk.

Geçtiğimiz yıl öğrenci başına bin lira vermesini, bu yıl bin 500 lira vermesini söyledik.

Bu bütçeler okullara gitmiyor.

Gitmediği zaman doğal olarak okulları temizleme görevi olan, personel ihtiyacı olan okul yönetimleri de ailelerden korkunç rakamlar istemek durumunda kalıyorlar.

Yüksek öğretime gelince bir koordinasyon eksikliği olduğu net. 'OKULLAŞMA ORANI DÜZENLİ OLARAK DÜŞÜYOR' "Okullaşma oranı ilkokullarda 98.9'dan 95.4'e düştü.

Ve düzenli olarak düşüyor.

Ortaokullarda 93.1'den 89.1'e düştü.

Önceki yıla göre okul öncesindeki beş yaştaki okullaşma oranı ki Adalet ve Kalkınma Partisi sürekli bunu zorunlu hale getireceğini söyleyip her seçim dönemi seçim bittikten sonra unuttuğu vaatlerden biridir.

Yüzde 84.3'ten yüzde 82.5'e düştü.

Üç beş yaşta 51.9'a düştü.

Ortaöğretimde yüzde 88'den 82.9'a düştü.

Yani Türkiye'nin çok temel okullaşma gibi bir problemi var. 'TÜRKİYE'DE 611 BİN 612 ÇOCUK OKULUN DIŞINDA' "Türkiye'de 611 bin 612 çocuk okulun dışında.

Nerede oldukları belli değil.

Bakanlığın bununla ilgili hiçbir derdi yok.

Yani bunun 6-9 yaş arası 77 binden fazla çocuk var.

Yani tam eğitim alması gereken yaşta.

Sayın Bakan diyor ki 'Toplumun büyük bir kesimi 12 yıllık eğitimin yüksek olduğunu ve tartışılması gerektiği ifade ediyor. "Türkiye'de 38 bini mesleki açık öğretimde olmak üzere 1 milyon 50 bin kişi açık öğretim sisteminde. 420 bini MESEM olmak üzere 1 milyon 643 bin kişi mesleki ve teknik eğitimde.

Zorunlu eğitim çağında olup Milli Eğitim Bakanı’nın umurunda bile olmayan, nerededir diye sormadıkları 611 bin genç var ve 15-29 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda 4 milyon 676 bin genç var.

Ne yaptı? 8 milyon. "MÜSİAD, Ticaret Odası Başkanı, siz bu 8 milyon gence nitelikli ara eleman olacak fırsat yaratamamışsınız.

Onları bir biçimde toplumda üretken bir yurttaş haline getirememişsiniz.

Şimdi 5 milyon lise öğrencisinin yaklaşık 1,2 milyonunu da okuldan çekmeye çalışıyorsunuz.

Bu 8 milyon kişi kenarda bekliyorlar.

EĞİTİMİN İHTİYAÇLARI "Her çocuğumuzun bir öğün sıcak yemek yeme hakkı var.

Bu anayasal olarak bizim sorumluluğumuz.

Bütün çocuklarımıza okullarda yemek vermek istiyoruz.

Bunun toplam maliyeti 235 milyar lira. "65 bin güvenlik görevlisine ihtiyaç var.

Bütün bunların rakamı 224 milyar lira yapıyor. "Peki bu kadar para nereden bulunacak?

Para var.

Para sorunu yok.

AKP'li yandaşlardan geçen yıl 701 milyar lira, bu sene 760 milyar liranın üzerinde alınmaması kararı verilen vergi var.

Orada beşli çete var.

Oradan gidip vergileri alabilirsiniz bir zahmet, eğer böyle yaparsanız 65 bin güvenlik, 70 bin sağlık görevlisi, 100 bin temizlik görevlisi, ücretli öğretmenlerin yerine öğretmen ataması gibi her gün bir öğün sıcak yemek, bir bardak su gibi yurttaş olmaktan kaynaklanan hakları verebilirsiniz.

Yani aslında kendi yandaşlarınıza giden iki liradan bir lirasını kesseniz her şey çok güzel olur.

Dolayısıyla özetle durum budur.

Bu bir tercih meselesidir.

Para vardır. "Biz milli eğitim bütçesinin bütün bütçenin çekirdeği olduğuna inanıyoruz.

Milli eğitim bütçesinin artması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu yönde tekliflerimiz olacak yarın komisyonda."

İlgili Sitenin Haberleri