Haber Detayı
Ne yapay zeka ne de makine yerlerini alabiliyor! Gaziantep'teki bu işi sadece onlar yapıyor
Gaziantepli bakır ustası Mustafa Üzümcü, dünyada sadece Antep’te yapılan oyma ve nakışlı bakırcılığın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Bakırcılık Alarm cümlesi artık yalnızca bir uyarı değil, yaşayan bir gerçek.
Gaziantep’te kale altında küçücük bir atölyede, 43 yıldır bakırcılık yapan Mustafa Üzümcü, mesleğinin adeta son nefesini verdiğini dile getiriyor.
Çocuk yaşta çırak olarak başladığı bu zanaatı bugün hala büyük bir sevgiyle sürdüren Üzümcü, “Bu iş artık son demlerini yaşıyor.
Arkadan yetişen kimse kalmadı” diyerek, hem mesleğin hem de kültürel mirasın sessizce yok oluşuna dikkat çekiyor.
Ona göre Antep’e özgü oyma ve nakışlı bakırcılık sadece Türkiye’de değil, dünyada da eşsiz bir sanat.
GAZİANTEP’E ÖZGÜ BENZERSİZ SANAT Gaziantep bakırcılığı sadece bir zanaat değil, aynı zamanda yüzlerce yıllık kültürel bir mirasın simgesi.
Mustafa Üzümcü, bu işi diğer şehirlerden ayıran en önemli özelliğin oyma ve nakış tekniği olduğunu söylüyor.
Desenler tamamen el emeğiyle ve günler süren sabırla işleniyor.
Her bir çekiç darbesi, ustanın alın terini ve yılların birikimini yansıtıyor.
Üzümcü, “Oyma ve nakış işi dünyada sadece Antep’te var.
Türkiye’de bile başka yerde yok” sözleriyle bu sanatın ne kadar özel olduğunu vurguluyor.
ÇIRAK YOK, GELECEK YOK Usta sanatkarın en büyük endişesi ise yeni neslin bu mesleğe ilgi göstermemesi.
Eskiden ailelerin çocuklarını küçük yaşta ustaların yanına verdiğini anlatan Üzümcü, bugün bu sistemin tamamen ortadan kalktığını ifade ediyor.
Ona göre bakırcılık 10-12 yaşında öğrenilmesi gereken bir meslek ve 17-18 yaşından sonra bu işe başlamak neredeyse imkansız.
Şu an bakırcılıkla uğraşan en genç kişinin bile 50 yaşını geçtiğini belirten Üzümcü, birkaç yıl sonra bu mesleği sürdürecek kimsenin kalmayabileceğini söylüyor.
EL EMEĞİNE MEYDAN OKUYAN TEKNOLOJİ Teknolojinin her alana girdiği günümüzde, bakırcılık hala tamamen insan eliyle yapılan nadir mesleklerden biri.
Levha halinde alınan bakır önce şekillendiriliyor, sonra nakış işleniyor ve son olarak kalaylama, çekiçleme ve parlatma aşamalarından geçiyor.
Bazı ürünler birkaç günde tamamlanırken, özel motifli olanlar aylar sürebiliyor.
Üzümcü, “Bu nakış işini yapabilecek bir makine şimdiye kadar icat edilmedi, olacağını da sanmıyorum” diyerek el emeğinin yerini hiçbir teknolojinin alamayacağına inanıyor.
Ona göre teknoloji bu işe girerse, bakırcılığın ruhu tamamen kaybolur.
