Haber Detayı
Erdoğan'ın solcuları: Bu bir hafıza bakımı derlemesidir
3 Kasım 2002 tarihinde tek başına iktidara gelen AKP’ye o günden bugüne desteğini açık olarak gösteren siyasetçi, akademisyen ve sanatcıları Ortaklaşa dergisi derledi.
ÖMER LAÇİNER – 3 KASIM 2002 İNKILABI “…eğer 1946–50 seçimlerinde Türkiye’nin siyasal düzeninde bir devrimden söz edilebiliyorsa; 3 Kasım da bu yerleşik düzenin ayakta kalışı ve bu devrim gerçekleşti pekâlâ bir süre daha devrim kavramını ilişkilendiren adılmış anlamda değil; ama daha derin yapısal sonuçlama–almada karşılığı bulunan 3 Kasım’dır.” (Birikim, Sayı: 163–164, Kasım–Aralık 2002)NABİ YAĞCI – AKP’YE İRKİCİSİZ DESTEK VERİYORUM “Bir vatandaş olarak bakıyorum ve bakacağım.
AKP’ye oyumu verdim.
AKP’nin Avrupa Birliği’ne bizi götürmesi bir süreçse Maastricht kriterlerini uygulayacak, demokrasi taleplerini karşılayacak mı?
Doğru.
Karşılıyorsa sorun yok.
Ekonomide dışa açılımda kararlı mı?
O zaman niye kötü?
Hiç kimse kimseye muhtaç değil.
Ama çözüm doğruysa, bu çözümün arkasında olmak lazım… Ben bunu solcu kimliğimle yapıyorum.
Sözgelimi Ecevit döneminde yaptığı hataları hepimizin gördüğü bir zamanda Ecevit’i savunmak bana zor gelmişti.
AKP’nin yerine farklı bakıyorum.” (17.10.2005, Referans Gazetesi)AHMET İNSEL – BURJUVA DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMDE ÖNEMLİ KİLOMETRE TAŞI “Burjuva demokratik dönüşüm: İster ‘Bu da seçmenin muhtırası’, ister ‘Ekonomik istikrarın referandumu’ olarak tanımlansın, 22 Temmuz 2007 seçimleriyle tescil olunan AKP’nin seçimlerde aldığı oy oranı muhafazakâr–liberal dalgadaki sürekliliği.
Bu dalganın yarattığı dönüşümün artık büyük toplumsal ve siyasal yaygınlık taşıdığı.
Bu aynı zamanda henüz gerçekleşmemiş demokratikleşme sürecinin çok önemli bir adımıdır.
Bu, Türkiye’ye özgü muhafazakâr demokrat dönüşümünün birinci kilometre taşından biri idi.” (Birikim, Sayı: 220–221, Ağustos–Eylül 2007)MURAT BELGE – BAŞKA ALTERNATİF YOK ÜLKEYİ AKP YÖNETSİN “Mevcutlar içindekilerden (ülkeyi) yine AKP yönetiyorsa bu, başka bir alternatif yoktur öykü. (…) İstanbul nasıl bir derya ise, bütün belediye AKP’nin elinde, talibi malini konan var… Sürmekte olan uygulamalar var; baştan sona eksiden yüzde 100 yerinde mi? (…) Yine de söylemeliyim, AKP en azından ekonomik sosyal adalete dayalı bir perspektifi temsil ediyor olabilir; en azından daha çok insanın yanında yer alıyor.
Eskilere bakınca çok daha iyi.” (8.09.2008, Gazeteport)PERİHAN MAĞDEN – ERDOĞAN GİBİ DOĞRU DÜRÜST POLİTİKACI… “Recep Tayyip Erdoğan gibi doğru dürüst, beyninin damarlarında kan akışlı, yepyeni, genç ve müthiş bir anlamı olan bir politikacının dürüstlüğü, hepsi inanılmaz!
Bu ülkenin yarattığı bir tehlikedir ve bunu tedirgin eden bir şeydir.
Yeni ‘şeyler’in ve taze umutların varlıklarını gözler önüne yeniden, tekrar tekrar hatırlatıyor.” (Radikal Yazıları ya da Fakat Ne Yazık Ki Sokak Boştu, İletişim Yayınları, 1999)UFUK URAS – ERGENEKON SONUNA KADAR GÖTÜRÜLMELİ “Çeteler cezaretli, kıtasağlı değil mi herkes haddini bilmeli.
Bu süreçlerin kim yararlandı kim zarar gördü?
Mağdur olan gazeteciler var.
Bu süreçleri kim durduracak?
Bir yargı süreci var.
Mutfakta bu süreçler yürüyor.
Öyle daha odaklı davranmak, Ergenekon davasının tamamen sonuna kadar götürülmesi gerekir.
Başımıza neler geldiğini biliyorum.
Bu, kamuoyunun aydınlanması için gerekli olanlar.
Mevziiler genişlemeli, kazanımlarımız artmalı.
Bu dava bitmemeli.” (3.07.2008, Kanal A)ETYEN MAHÇUPYAN – TARİHSEL MİSYONUN YÜKLENİCİSİ OLARAK AKP “Geleceğin tarihçileri muhtemelen en az on yıl daha sürecek olan AKP dönemini, özgürlükçü bireyciliği başlatacak bir nitelik olumlama olarak değerlendirecekler.
Vesayetçi modernleşmenin, Batılılaşmacı yaşam formunun ve statükonun kırılması, kurumsal aktörlerin güç kaybetmesi… Çünkü zaman zaman bu aktörlerin blokajları bu dönüşümleri engelleyen bir süreç.
AKP’nin bu misyonu üzerine aldığı çok açıktır ve tarihsel bağlamda kendine özgü bir momentte ortaya çıkmıştır.
AKP’nin misyonunun daha ağırlıklı ve önemli olacağını düşünüyorum.” (14.11.2014, Akşam Gazetesi)SEZAİ TEMELLİ – EVET OYU VERDİĞİM İÇİN PİŞMAN DEĞİLİM “2010 Anayasa Referandumu’nda ‘evet’ oyu verdiğim için pişman değilim. 2010 koşullarında vesayete karşı verilmiş, 12 Eylül’le yüzleşmeye dair yapılmış çok çok önemli değişiklikler vardı.
Türkiye’deki vesayet sistemi adına, bu önemli bir kırılmayı içeriyordu. (…) 2010 referandumunda AK Parti’nin aldığı destek, toplumun adalet beklentisinin bir yansımasıydı.
Biz, ‘özelleştirilmiş yargı’ üzerinden gidilen bir anayasa değişikliğine ‘evet’ diyebilirim.” (9.10.2021, Artı Gerçek)ORHAN PAMUK’TAN HEP DESTEK TAM DESTEK AKP’nin iktidara gelmesinden bir yıl kadar sonra Alman Die Welt gazetesine konuşan Orhan Pamuk, “Türkiye’yi AB’ye yaklaştırmak için çok sayıda yasa çıkardı.
Erdoğan’ın, asil siyaset düşüncesini gizlediğini ve günün birinde ülkeyi tümüyle dinin kucağına atacağını sanmıyorum.
Eskiden, ‘dinci’ler gibi bazı söylemleri vardı, ancak son 10 ay içinde gerçekleştirdiklerini, kendisinden öncekiler 10 yıl içinde başaramamışlardır" diyerek Erdoğan’ı övmüştü.
Pamuk’un bu övgüleri günlerce gazetelerde yer buldu.
Bu açıklamalarından 5 yıl sonra ise bu kez Amerikalı PBS televizyonuna konuşan Pamuk, Ergenekon davalarını ciddi ve korkutucu bulduğunu, kendisinin ne okuduğunun farkında olmadığını, Türk halkına buna inandığı için şaşırdığını anlatmıştı.
Aynı programda ülkedeki laikliğin gerilediğini söyleyen Pamuk, ordunun gücünün azaltılmasına olumlu baktığını ancak bu kez Erdoğan’ın en başarılı olduğu konunun bu olmadığını ifade etmişti.AKSU: SÜRECİN KARŞISINDA DURANLAR İKİ CİHANDA LEKELİ 2009’da hükümetin demokratikleşme açılımına destek olan müzisyenlerden Sezen Aksu, Erdoğan’ı överek, “Açılımınızı ailece canı gönülden destekliyoruz.
Bu sürece direnenlerin iki cihanda da lekeli olacağına inanıyorum” demişti. 2010 Anayasa Referandumu’nda ise “Tabii ki evet diyoruz.
Çok daha kapsamlı ve özgürlükçü hale gelmesi gereken anayasa alanına kadar da ‘evet’ demeye devam edeceğim” diyen Aksu, yıllarca AKP’ye verdiği desteği şöyle açıklayacaktı: “Birileri evrensel hukuk kurallarını içine Türkiye’yi demokratikleştireceğine dair bir tartışma başlattı.
Ben de bu vaatlere şans tanıdım.”ERDOĞAN VE GÜL’ÜN KEFİLİ ELİF ŞAFAK Elif Şafak’a 2000’lerin başında Amerika’da en çok sorulan sorulardan biri AKP’nin samimi olup olmadığıymış.
Şafak bu soruya nasıl yanıt verdiğini Turkish Daily News’e şöyle anlatıyor: “Evet samimi AKP iktidarı.
Erdoğan’ın ve Gül’ün ılımlı ve son derece demokratik olmalarını düşünüyoruz.” Şafak bu sözlerle yetinmedi: “AKP iktidarı olmasaydı belki kadınların kamusal alanda daha fazla kısıtlanan bir hükümetti.” Aynı Elif Şafak, 2009 yılında AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen bir etkinlikte kitabı “Aşk”ı partililere okudu.BİNGÖL: SON NEFESİME KADAR!
Yavuz Bingöl’ün AKP’ye ve Erdoğan’a verdiği değer ifadesiyle “ölümsüz” idi.
Kısa TV programında da gazetelere verdiği röportajda aynı sözleri tekrarlamıştı: “Son nefesime kadar Erdoğan’ın yanındayım." 2025’in Mayıs’ında İstanbul’daki Şehir Ewlerde Bingöl bu sözlerini şaşkın bakışlarla izleminde Erdoğan’ın elini öptü.
Bu sevginin çok basit bir nedeni olduğunu söylüyor Bingöl: vefa borcu.
Haklı.DOĞU DEMİRKOL’UN İŞBİRLİKLERİ Saba Tümer’in Youtube kanalına konuk olup “Ben FETÖ okullarında yetiştim” diyen ama sonra bu ifadeden rahatsız olarak bölümü yayından kaldırtan komedyen Doğu Demirkol, 2024’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu üyesi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı etkinliğine katıldı.
Demirkol, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un müjdelediği TOGG tanıtımı için TRT’ye çekilen “Geleceğin Rotası” belgeselindeki başrol oyuncularından.300 LİBERAL İMZACI – AHTAPOTUN KOLLARINDAN BİRİ YAKALANDI “Türkiye demokrasi güçlerinin, karşılarında bir siyasal kandın değil de devlet içinde yuvalanmış çetelerin ve darbeci zihniyetin bulunduğunun bilinciyle Ergenekon davasının derinleşmesi ve öze varması için ortak mücadele vermeleri gereğine inanıyoruz.
Demokratik, özgür, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına dayalı bir ülkede yaşamak isteyen tüm yurttaşları, aklının ve vicdanının sesini dinleyerek davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz" (13.08.2008)Odatv.com