Haber Detayı
HAK-İŞ: Asgari ücret sistemini değiştirelim
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısını değiştirelim. Daha katılımcı olsun. Kriterler koyalım, sadece TÜİK’in kriterleri değil. TÜİK’in sepetiyle bizim sepet uymuyor’ dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu.
Ulusal ve uluslararası kategorilerde 4 dalda toplam 8 ödül ile ‘Sendikacı Gözünden’ kategorisindeki ödüllerin takdim edildiği tören sonrası, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Arslan basın mensuplarına asgari ücret gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Asgari ücretin minimum ücret olduğunu ifade eden Arslan, “Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerine baktığımız zaman Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücretle çalışıyor gözüküyor.
Asgari ücret genelde ülkelerde toplam çalışanların yüzde 5’i, yüzde 8’i, yüzde 10’u geçmez.
Niye Türkiye’de yüzde 50’den fazla?
Maalesef işverenlerimiz asgari ücretin vergi dışı kaldığını dikkate alarak asgari ücretten gösteriyorlar ücretleri ama daha fazla ücret veriyor.
Bundan dolayı da asgari ücretli çalışanların oranı yükseliyor.” diye konuştu. ‘KOMİSYON ANTİDEMOKRATİK’ Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının antidemokratik olduğunu belirten Arslan, şöyle devam etti: “Çoğulcu değil, katılımcı değil.
Asgari ücret belirlenirken TÜİK’in rakamları esas alınarak belirlenmeye çalışılıyor.
TÜİK’in sepetindeki mal ve hizmetlerin oranı asgari ücretlinin tüketimdeki mal ve hizmetlerin oranından ayrı.
Asgari ücretlinin gerçek ihtiyacı olan asgari ücret olmaktan çıkıyor.
Diyoruz ki biz Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısını değiştirelim.
Daha katılımcı olsun.
Kriterler koyalım, sadece TÜİK’in kriterleri değil.
TÜİK’in sepetiyle bizim sepet uymuyor.
Evet o rakamlara itirazım yok ama oranları düşük.
Halbuki işçiler için temel ihtiyaç maddelerinin oranları yüksek olması lazım.
Kim yer almalı?
İşçiler, temsilcileri, işveren.
Çünkü kamuda çalışan kamudaki işçilerin ücreti asgari ücret değil.
Daha yüksek.
O zaman biz asgari ücreti belirlerken hükümetin burada yer almaması gerekiyor.
Hükümet düzenleyici rol üstlensin.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısını değiştirelim.
İlan edilen asgari ücreti yayınlasın ama asla komisyonda yer almasın. “‘Komisyonun yapısı değişmezse toplantıya katılmayacağız’ diye bir yıldır TÜRK-İŞ açıklama yapıyor.
Biz de açıklama yapıyoruz.
Diyoruz ki ‘TÜRK-İŞ buraya katılmayacak.
İşverenlerle hükümetin belirlediği asgari ücret sağlıklı olmaz.
Bir an evvel bir düzenleme yapalım.’ Maalesef hükümetimize, iletmemize rağmen bugüne kadar herhangi bir düzenleme yapılmadı.
Şimdi sayın bakanımız asgari ücret tespit komisyonunu toplantıya çağırdı.
HAK-İŞ zaten istese de katılamaz.
O zaman işverenlerle bir asgari ücret belirlenmesi de adaletsiz ve haksız olur.” Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan sağlıklı bir asgari ücret çıkmayacağını dile getiren Arslan, şu ifadeleri kullandı: “5 kişi işçi tarafında, 5 işveren tarafında, 5 de hükümet tarafında.
Ancak o 5 kişinin oyu sayılmıyor.
Bakanlığın tek oyu var, işverenin tek oyu var, işçilerin tek oyu var.
Bakanlıktan 1 kişiyle işveren anlaşırsa asgari ücret yine çıkacak.
Bunun hiçbir karşılığı yok.
Türkiye’nin sadece minimum ücretini belirlemiyoruz.
Rakamlara bakınca Türkiye’nin ortalama ücretini belirliyor.
O zaman burada sosyal taraflarının olması gerekmiyor mu?
Hükümetin olmaması gerekiyor.
Çünkü asgari ücret özel sektör.
Bizim temel talebimiz, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2 tane aktörü oluyor.
Biri işveren, özel sektör.
Buraya kamu da dahil olabilir.
İkincisi de işçiler.
Bu ikisinin ortak belirlediği bir hakem de başkan olabilir.
Belirleyemezse kura usulü olabiliyor.
Bunun yöntemleri var. ‘RAKAMDAN ZİYADE SİSTEMİ KONUŞMAK GEREKİYOR’ “Türkiye’de toplam çalışanlar içerisinde asgari ücretlerin oranı yüzde 3, yüzde 5 olsa başka bir değerlendirme yaparız ama Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verilerinde yüzde 50’den fazla olunca başka bir şey söylemek gerekmiyor.
Biz minimum ücreti mi tespit edeceğiz, geçim ücretini mi tespit edeceğiz, ortalama ücreti mi?
Burada bir kargaşa var.
Bunu da eğer komisyonun yapısını sağlıklı kurabilirsek söyleyeceğimiz rakamlar daha sağlıklı sonuç verebilir.
O nedenle bizim şu anda çalışmamız var.
Bir, geçtiğimiz yıllardan başlayarak enflasyona atıfta bulunarak nerede olmamız gerekiyordu?
Buna bakmak gerekiyor.
İkincisi sadece enflasyon değil, aile sorumlulukları da dikkate alınarak, tek işçi için değil, evli ve 2 çocuklu bir işçinin esas alınarak burada asgari ücreti belirleme söz konusu olabilir.
Üç, Türkiye büyüyor.
Bu yıl da 3,5-4 arası, önümüzdeki yıl yüzde 4’ün üzerinde büyüyecek.
O zaman bu büyümeden de asgari ücretin pay alması gerekiyor.
Büyümeden pay alırsa, enflasyon artı refah payı olursa, geçmiş kayıplar da telafi edilirse ortaya çıkacak rakam minimum ücreti belirler.
Rakam vermekten ziyade sistemi konuşmak gerekiyor.”