Haber Detayı
Ayrılıkçı konferansa ilgi yok
Sinciang bölgesiyle ilgili Türk-Çin ilişkilerini hedef alan bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte Sinciang’la ilgili alışılagelmiş yalanlar dile getirildi. Fakat günlerce reklamı yapılan etkinliğe ilgi çok düşüktü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Rami Kütüphanesi yönetimi “Doğu Türkistan’ın Duyulmayan Feryadı” adı altında Doğu Türkistan ayrılıkçılarının söylemlerini sorgusuz sualsiz dillendiren Halis Özdemir’in konuşmacı yapıldığı bir söyleşi düzenlendi.
Rami Kütüphanesi’nin günlerce tanıtımını yaptığı ve kütüphanenin en yoğun olduğu zamana denk getirdiği söyleşiye ilgi yoktu.
Salon neredeyse boş kaldı.
Herhangi bir basın yayın kuruluşunun da takip etmediği söyleşinin soru yanıt kısmında salonda Özdemir’e soru bile sorulmadı.
YALAN BOL DELİL YOK Halis Özdemir, daha önce birçok kez yalanlanan Doğu Türkistan ayrılıkçılarının “Uygurca yasak, 2 yaşındaki çocuklar kamplara alınıyor, her ailenin içine bir Çinli yerleştiriliyor, 50 yaş altındakiler camilere giremiyor, camiler yıkılıyor, Uygur köle pazarları var” yalanlarını dillendirdi.
Özdemir, bahsettiği konularla ilgili katılımcılara tek bir delil göstermedi.
Özdemir anlatımını “birisi söyledi”, “yapmışlar” şeklinde sürdürdü.
Özdemir konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Doğu Türkistan'da iki buçuk üç yaşında çocuklar evlerinden alınıyor.
Kamplara götürülüyor.
Eğitim adı altında Çince öğreniyorlar.
Komünist Çin kültürüne göre eğitim alıyorlar.
Doğu Türkistan'da Uygur dili yasaklanmış durumda. 3-4 yıl önce Doğu Türkistanlı birisiyle karşılaştığım zaman merhaba sözcüğünü duymazdım onlarda.
Selamünaleyküm derlerdi.
Doğu Türkistan'da camileri yıkıyorlar. 50 yaşının altındaki insan camiye gidemiyor. 50 yaşın üstündekiler mahallesindeki camiye gidiyor.
Bir ortam düşünün.
Kuzeniniz bir bina yanınızda.
Siz onu ziyarete gidemiyorsunuz.
Gidecekseniz müracaat ediyorsunuz polise.
Polis ne için gittiğinizi ve ne kadar duracağınızı soruyor.
Bir aile Türkiye'ye gelip gitmişse mutlak surette sonu hapse tıkılmak oluyor.” TÜM ÇİN’DE UYGULANAN YÖNTEM Özdemir, Çin’in her yerinde kullanılan yüz tanıma sisteminin tamamının sadece Sinciang’da kullanıldığını da iddia etti.
Özdemir, “Yeni dünya düzeni olarak yapılan tariflerde yüz tanıma sistemi kullanılacak ve herkes o sistemde tanınacak deniliyor ya.
Bu sistemin tamamı şu anda Doğu Türkistan'da uygulanıyor.
Polisin yanından geçerken polisin cebindeki aleti uyarı veriyor ve sorgusuz, sualsiz götürüyorlar.” ifadelerini kullandı.
Özdemir köle pazarlarının kurulduğu iddiasını bili dillendirdi: “Köle pazarları var.
Köle pazarlarındaki ilanları gönderdi birisi bana. ‘İlanda Doğu Türkistan'dan, şu yaştadır, şöyle güçtedir, ayda 60 dolara çalışır, şu kadar kazanç sağlar.’ Böyle bir şeyden bahsediyoruz.” UYGURLARI TÜRK VATANDAŞI YAPTI Özdemir etkinlikte Çin vatandaşı olan Uygurların Türk vatandaşı olduğunu da söyledi.
Özdemir, “Doğu Türkistan meselesi, inanın Türkiye'nin meselesidir.
Onlar Türkiye'nin birinci sınıf vatandaşıdır.
Şu anda zaten sıkıntılar yaşıyorlar.
Doğu Türkistanlıların gençleri bir kısmı Suriye'ye gidiyor.
Suriye ordusuna asker oluyorlar.
Bir kısmı da dünyanın değişik yerlerine gidiyor.
Türkiye'de sıkıntı var.
Maalesef böyle üzülerek söylüyorum.” Özdemir’in söylemediği önemli nokta ise Suriye’de yer alan silahlı ayrılıkçı Uygurların Türkiye’nin de terör örgütü listesine koyduğu Doğu Türkistan İslami Partisi’ne (şimdiki adıyla Türkistan İslam Partisi) üye olması.
Daha önce bu örgüt Türk askerine karşı saldırı düzenlemişti.
Sinciang’daki gerçekler Aydınlık’tan birçok gazeteci defalarca Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesini ziyaret etti.
Halkın arasına karıştı ve sorunlarını dinledi.
Anlatılanları doğru olmadığını ortaya çıkardı.
İşte yalanlar ve gerçekler… - Dillerini konuşmak yasak Cadde, sokaklardaki levhalar, ulaşım araçlarındaki uyarılar, tren anonsları, üniversite dersleri...
Hepsi Uygurca.
Hatta Kaşgarlı Mahmut'un Dîvânu Lugâti't-Türk kitabının Uygurca çevirisini kitapçılardan satın almak mümkün.
Şu anda, Sinciang'daki tüm etnik gruplardan insanlar 10 sözlü ve yazılı dil kullanıyor.
Etnik azınlık dilleri yargı, idare, eğitim, basın ve yayıncılık, radyo ve televizyon ve internet dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde yaygın olarak kullanılıyor.
Sinciang Halk Yayın İstasyonu, 12 radyo ve TV kanalı beş dilde yayın yapıyor. - Camiler yıkılıyor, din yasak Çin Halk Cumhuriyeti Anayasasının 36.
Maddesi, Çin vatandaşlarının dini inanç özgürlüğünü ve ibadet hakkını koruma altına alıyor.
Din kitapları Çince, Uygur, Kazak ve Kırgız dillerine çevrildi ve yayımlandı.
Sinciang, Müslüman nüfusa düşen cami bakımından dünyada birinci.
Türkiye’de her bin kişiye bir cami düşerken, Sinciang’da her 500 kişiye bir cami düşüyor.
Hükümet, camilerin yolunu, suyunu, elektrik ve doğal gazını kamu hizmeti olarak yerine getiriyor.
Çin’deki Müslümanlar serbestçe hac ziyareti yapabiliyor.
Sinciang İslam Okulu da dahil olmak üzere bölgede 10 ilahiyat okulu bulunuyor.
Bu okullar, her yıl 3 bin yeni öğrenci alıyor.
Sinciang'da camiler hizmete açık.
Hasarlı camiler de Çin yönetimince tamir ettirildi.