Haber Detayı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Adli emanetlere bankalardaki sistemin benzerini getireceğiz
BÜYÜKÇEKMECE’deki olayın ardından gözler adli emanetlerde.
Türkiye’nin değişik yerlerinden adli emanetlerden hırsızlık haberleri geliyor.*Evet, bu olayların üzerlerine gidiliyor.Evet, gözaltılar ve tutuklamalar sürüyor.Evet, idari soruşturmalar yapılıyor.Ancak adli emanetlerde “mevzuat” ve “uygulama” açısından bir sorun olduğu da görülüyor.*Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la konuştum.Bakan Tunç, bu konuda çok önemli açıklamalar yaptı.*Adli emanetler konusunda denetim mekanizmalarının tam olarak işletilmesine rağmen yine de istismar vakalarının yaşandığını söyleyen Bakan Tunç, bu konuda bir acil eylem planı üzerinde çalıştıklarını ve mahkemelerdeki adli emanetler bölümlerine neşter atacaklarını söyledi.*Öncelikle şunu söylüyor Bakan Tunç:*“Adli emanet, adı üstünde emanet.
Emanete hıyanet edenler kim olursa olsunlar gözlerinin yaşına bakılmıyor.
Hepsinin üzerine kararlılıkla gidiliyor.
Yargı, bu konuda atılması gereken adımları atıyor.
İdari açıdan kimin sorumluluğu varsa hepsinden hesap soruluyor.”*Peki ya sisteme müdahale?*Bakan Tunç, bu konuda da bir acil eylem planı üzerinde çalıştıklarını söyledi.Bakan Tunç’un açıklamasına göre...Uygulamadan kaynaklanan eksikler varsa onlar çıkarılacak.Mevzuattan kaynaklanan eksikler varsa onlar çıkarılacak.Bir eylem planı yapılacak.*Bakan Tunç, oluşturacakları yeni sistem için de bankaları örnek göstererek şöyle dedi:*“Bankalardaki uygulama ne ise adli sisteme de onu taşıyacağız.
Mesela bankalarda kasaların güvenliği üç anahtarla sağlanıyor, üç kişide üç anahtar oluyor.
Üçünün bir araya gelmesiyle kasa açılıyor.
Benzer bir uygulamaya yer vereceğiz.
Güvenli, istismara kapalı bir yapı kuracağız.
Biz bu konuda yapılması gerekenleri yapıyoruz.
Kâğıt üzerinde denetimler yapılıyor.
Ancak görüldü ki bunun ötesine geçmek gerekiyor.
Adli emanetlerimiz, en hırsız, en yolsuz kişilerin en kapsamlı planlarıyla bile el uzatamayacakları yerler olmalı.
Bunun üzerinde çalışıyoruz.”*Bakan Bey’in anlattıklarından benim çıkardığım sonuç şu:Adli emanetler konusunda kapsamlı bir reform geliyor.SENİN DERDİN NE BE DİLİPAKSAKARYA Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, şahane bir çalışma yapmış.Tam 105 dönümlük bir alana “Sokak Hayvanları Doğal Yaşam Kampusu” adı altında bir yaşam alanı oluşturmuş.*Fotoğrafları inceledim: Medeniyetimizin bize öğrettiği şefkati, merhameti, yüce gönüllülüğü gördüm.
Köpekler, kediler...
Hepsi bu yaşam alanı içinde mutlu mesut yaşıyor.*AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, işte bu kampusu ziyarete gitmiş.Bir sosyal medya paylaşımıyla da kampusu övmüş.*Yılların Abdurrahman Dilipak’ın, Ali İhsan Yavuz’un kampusu övdüğü paylaşımın altına yazdığı yorumu görünce canım sıkıldı.Şöyle demiş Dilipak:*“Bu işten AK Parti’ye oy değil öfke çıkar.”Ali İhsan Yavuz - Yusuf Alemdar*Niye öfke çıkarmış Dilipak?- Bu hayvanlar sokaklara bırakıldıklarında...
Öfke çıkarıyorsun.- Bu hayvanların medeni bir alanda yaşamalarına imkân sağlandığında...
Öfke çıkarıyorsun.- Ne istiyorsun sen Dilipak?
Derdin nedir senin?- Kan mı istiyorsun?
Katliam mı istiyorsun?- Merhametin m’si bile olmasın mı istiyorsun?- Şefkatin ş’si bile olmasın mı istiyorsun?- Peygamber sevgisine mazhar olan kediler öldürülsün mü istiyorsun?- Bütün köpekler acımasızca katledilsin mi istiyorsun?Sen eskiden yüreği nasırlaşmış bir adam değildin.
Sen ne ara böyle gaddar, böyle vicdansız, böyle sevgisiz, böyle merhametsiz, böyle şefkatsiz birine dönüştün yahu?*Tarihi camilerde kuşların su içmelerini sağlamak için kuş sebilleri yapılırdı.Osmanlı medeniyetinde hayvanlara duyulan sevgi ve merhametin en zarif mimari örnekleriydi bunlar.Şu anlayıştan geldiğimiz yere bak.Abdurrahman DilipakSADECE ÇAY VE GOFRETLE BİR ÖMÜRBİRKAÇ gündür haberleri çıkıyor: Muş’ta yaşayan 86 yaşındaki Rüstem Balık, tam 50 yıldır sadece şu iki şeyi tüketiyormuş:- ÇAY- GOFRETBaşka?
Başka hiçbir şey yemiyormuş, içmiyormuş.
Ayrıca laf aramızda sigara da içiyormuş.*Sonuç: Yokuşlara çıkacak, dağlara tırmanacak kadar sağlıklıymış Rüstem Amca.Rüstem Balık*Sabah gazetesinde Mevlüt Tezel, bu konuda dün enfes bir yazı yazdı.Şöyle demiş Mevlüt Tezel yazısında:*“Sürekli brokoli yiyenler, yeşil çay içenler, glütensiz beslenenler, her gün 10 bin adım atanlar, vitamin takviyeleri alanlar, fast-food gördüğünde koşar adım kaçanlar, ağzına işlenmiş gıda sokmayanlar...
Söz sizde!
Rüstem Dede 86 yaşına kadar nasıl yaşadı?”*Gerçi Mevlüt Tezel de yazısının sonunda bunun sıradışı bir örnek olabileceğini belirtmiş ama ben yine de minik bir anımı yazmadan geçemeyeceğim.*Ben küçükken çok alim tavırlı, süper babacan bir doktor amcamız vardı.Ona sorardım:*“Bizim sınıfta Erkan var, karda tişörtle dolaşıyor, hiçbir şey olmuyor.
Ben iki dakika palto giymesem anında yorgan döşek hasta oluyorum.
Bu nasıl oluyor?”*Bana şu cevabı verirdi tatlı dilli, alim edalı doktor amcamız:*“Evladım şunu unutma: Bazısı demirden, bazısı tahtadan.”