Haber Detayı

St. Petersburg izlenimler-1 Saint Petersburg’da en büyük devrimci
Erdem i̇lker mutlu aydinlik.com.tr
17/12/2025 00:00 (1 hafta önce)

St. Petersburg izlenimler-1 Saint Petersburg’da en büyük devrimci

St. Petersburg izlenimler-1 Saint Petersburg’da en büyük devrimci

Gerçekten hiç beklemiyordum..

Hiç mi hiç beklemiyordum..

Birden ve yeniden belirdi tarihin, bu denli önemli bir etkinliğin sahnesinde..

Şaşkınlık içindeydim..

Bunu bizim ülkemizde dahi bir dönem göremedik..

Sunumlara ara verildiğinde bir füze gibi koşup gittim yanına..

Daha ben konuşmaya başlamadan tahmin etti ve sordu: Türkiye’den mi?..

Ben: Evet, ben modern Türkiye’nin evladıyım..

SON 35 YILIN EN ÖNEMLİ KONFERANSI Saint Petersburg’da abartısız son otuz beş yılın en önemli bilimsel konferansı toplandı.

Ev sahipliği yapan kurumlar ise sırasıyla Saint Petersburg Üniversitesi, Rusya’nın Millî Eğitim Bakanlığı diyebileceğimiz Bilim ve Yüksek Öğretim Bakanlığı, Moskova Devlet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ivan Ilyin Yüksek Politika Okulu, Rusya Devlet İnsani Bilimler Üniversitesi, Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Üzerine Başkanlık Akademisi, İletişim Fakültesi, Yaratıcı Endüstriler Fakültesi, Ekonomi Bilimleri Fakültesi, Sosyal Araştırma Uzmanlık Enstitüsü.

Yirmi sekiz ülkeden katılımcı olan konferansta Türkiye adına tek katılımcı bendim.

Davetiye Ivan Ilyin Yüksek Politikalar Okulu’ndan – Prof.

Dugin’den gelmişti.

İki yıl önce Moskova’da “çok kutupluluk” konferansında yaptığım ve Japonca dahil altı dile çeviren ve yayınlayan akademi, bu kez Mehmet Perinçek’in de önerisi ile ‘Sosyal Mimari” konferansına davet etmişti.

Ben de konferansta bir kamu hukuku ve uluslararası hukuk akademisyeni olarak uluslararası toplumun sosyal aksiyoloji (değerler kuramı) ile ilgili yaklaşımı ve hegemonik liberal legalizmin uluslararası hukuk düzenine olumsuz etkisini anlatmaya çalıştım.

Konferansa akademisyenler, dekan ve rektörlerle birlikte uluslararası düşünce kuruluşları, diplomatlar, Rusya Federasyonu’nun üst düzey yetkilileri (Bakan yardımcısı düzeyinde) ve uluslararası kamu yönetiminden de Avusturya Eski Dışişleri Bakanı, Mısır’ın eski BM Daimi temsilcisi, Viyana Ortadoğu Çalışmaları Enstitüsü Başkanı, Amerikalı Basın Mensubu gibi farklı sektörlerden katılımcılar da vardı..

Peki bu kadar insan hangi kaygı ile bir araya gelmişti?

Ne anlatmak istiyorlar, nasıl bir sonuç bekliyorlardı?

YUMUŞAK GÜÇ VE YOK OLAN KÜLTÜR 1960’larda başlayan ve baş aktörü Hollywood olan yumuşak gücün, dijital çağda artık çok çeşitli ve kapsayıcı hale gelmiş araçları ile sosyal yapıya karşı verdiği zarar artık devasa boyutlardadır..

Aile kurumuna, kişiye, tarihe, kültüre, cinsiyete, büyük aileye, geleneğe yönelik deformasyon çalışmaları ne Rusya ne Çin ne de Japonya -Kore için katlanılabilir durumda..

Avrupalılar da aynı görüşteler..

Fransız, Avusturyalı, İspanyol, İtalyan ve Amerikalı katılımcı da aynı görüşte..

P eki ne yapmalı?

Yeni sosyal mimari nasıl oluşturulmalı?

Ne kadar radikal bir önlem alınabilir?

Nasıl bir sosyal devrim yapılabilir?

İŞTE O AN Tüm bu sorular tartışılırken konferansa Kırım Federal Üniversitesinden katılan Prof.

ŞEPELEV’in konuşmasında birden tanıdık bir yüz gördüm..

Saint Petersburgh Üniversitesi’nin uzunlamasına büyüklüğü dillere destan konferans salonunda yüzlerce akademisyen, uzman, devlet görevlisi içinde bir Türk olarak tek ve yalnız olduğumu düşündüğüm bir anda geldi..

Bu yalnızlık duygusunda ne kadar yanıldığımı anlatan çakmak çakmak gözleri, gülümseyen bakışları ile ortaya çıktı..

Evet, ŞEPELEV bunu söylemişti: “Hiç şüphesiz tarihin en büyük sosyal devrimini Mustafa Kemal Atatürk 1920’lerin Türkiye sinde gerçekleştirmiştir!..” Ağzımdan bir anda istem dışı ve biraz da seslice “Hay ağzına sağlık be adam!..” diye bir cümle fırladı..

Eh bunu söylediği için adamdı..

Söyleyemeyenlerin, müfterilerin, devrimleri ile feodal çarklarına çomak sokulanların ya da onun adını kullanarak siyasi, sosyal, ekonomik rant peşinde koşanların tersine..

Tabi ki ŞEPELEV Rus ve Çin devrimlerinden de söz etti..

Ama siyasal devrimlerin içinde sosyal devrimle bütünleşen, sosyal devrimi bu kadar güçlü olan, milletini ortaçağdan yakınçağa taşıyan, yani çağ atlatan başka örnek yoktur.

Bu nedenle bu devrimin kazanımlarını yok etmek ve geri çevirmek için çalışanlar fazladır.

Ne yapmak istedikleri bu bakışla daha net anlaşılmaktadır..

Haftaya biraz daha ayrıntılı olarak konferansta konuşulanları ve kendi sunum konumu anlatacağım..

İlgili Sitenin Haberleri