Haber Detayı
‘Üretimde alım garantisi şart’
Tarımda yılın zorlu geçtiğini söyleyen Türkiye Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği Başkanı Mehmet Varol, “Kağıt üzerinde alım garantisi çözüm değil. Üreticiyi bağlayan sözleşme alıcıyı da bağlamalı. Hukuki çerçeve netleştirilmeli.” dedi.
2025 yılında tarımda yaşanan gelişmeleri KÖY-KOOP (Türkiye Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatif Birlikleri Merkez Birliği) Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Varol’la konuştuk.
Varol, bu yıl kuraklık nedeniyle ciddi verim kayıpları yaşandığını belirtti, üreticinin taleplerini anlattı. “Zor bir yıl geçirdik.” diyen Mehmet Varol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir taraftan küresel ısınmaya bağlı mevsimsel değişmeler, bir taraftan don, bir taraftan kuraklığa bağlı olarak ciddi verim kaybımız oldu.
Bu verim kayıplarının yanında girdi maliyetleri de çok yüksek.
Üretim konusunda ciddi problemler oldu.
Şunu samimiyetimle söyleyebilirim ki üretici bu yıl kazanamadı, zarar etti.
Burada belirli eksiklikler var.
Bakanlıklarımızın uyguladığı politikalarda ciddi eksiklikler var.
Bu politikalar üreticimizi zor durumda bıraktı.
Şöyle bir örnek verebilirim.
Öncelikle dona bağlı meyve sebze kaybımız oldu.
Bu durum ülkemizin büyük bir kısmında gerçekleşti.
Bu kayıpların arkasından özellikle bakliyat, hububat ürünlerinde de kuraklığa bağlı yeterli su veremediğimiz için ürün kaybımız oldu.” İTHAL ET FİYATLARI DÜŞÜREMEDİ Varol, hayvancılıkta yaşananları da şöyle anlattı: “Ette, sütte ciddi problemler yaşadık.
Bakanlığı tedbirler alınması konusunda çok uyardık.
Süt üretiminde zamanında tedbirler alınmaya çalışıldı.
Ciddi bir regülasyona gidildi.
Bakanlık günde 3 bin ton süt almak zorunda kaldı.
Aldı, işledi, tozu, kreması satıldı.
Ama çıkan ürünün maliyeti dikkate alındığında üretici zarardaydı.
Sütte belirlenen fiyat 17 lira 40 kuruştu.
Ama üreticinin eline geçen rakam 16 lira, daha sonra 15 liraya hatta bazı bölgelerde 13 liraya kadar düştü.
Besici arkadaşlar maalesef Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği rakamdan bile sütü satamadı.
Süt arzında ciddi bir fazlalık vardı.
Ete baktığımızda ne kadar et fiyatı baskılanmış olsa da ne kadar ithal et getirilmiş olsa da fiyatları aşağıya çekemediler.
Aşağıya çektiklerinde üretici zarar etti.
Maliyetinin altında etlik danalarını teslim etmek zorunda kaldı insanlar.” ALIM GARANTİSİ ŞART Varol, 2026 yılında yapılması gerekenleri de şöyle anlattı: “Ağlamak doğru değil, çözüm önermek gerekir.
Sözleşmeli üretim zorunlu hale gelecek ama maliyet hesaplamaları yaparken bazı kalemlere dikkat etmek gerekiyor.
Nedir bu?
Tohum toprağa düşmeden önce taban fiyat açıklanması ve alım garantisi verilmesi gerekiyor.
Ayrıca finansın iyi organize edilmesi lazım.
Yani hem finansa erişim hem de faiz oranlarının düşürülmesi lazım.
Ama en önemlisi alım garantisi.
Kağıt üzerinde alım garantisi bir çözüm üretmiyor.
Bakanlığın belirlediği bir hukuki çerçeve şart.
Üreticiyi bağlayan sözleşme satın alıcıyı da bağlamalı.
Bakanlık bu hukuki çerçeveyi netleştirmeli. “Ayrıca deniyor ki tarlada domates 10 lira ama tüketici 50 liraya yiyor.
O zaman ne yapmak lazım.
Aracıyı aradan çıkarmak lazım.
Üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar herkesin görmediği gider kalemleri var.
Ambalaj, kasalama, ulaşım giderleri gibi giderler azaltılmalı ve sübvanse edilmelidir.
Nasıl üretimde kullanılan yakıtı destekleyin diyorsak gıda nakliyesinde kullanılan yakıtı da destekleyin diyoruz.
Zor bir yıl geçirdik ama umuyorum ki 2026 iyi bir yıl olur.”