ABD yenildi Avrupa çöküyor

Atlantik Cephesi yeni yıla büyük ekonomik ve siyasi krizlerle girerken, aynı zamanda ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki makas da giderek açılmakta.

Batı emperyalizmi tarihinin en zor döneminden geçmektedir.

Almanya’nın ekonomisi geriliyor ve sanayisi çöküşün eşiğinde.

Fransa borç batağında kıvranıyor ve son iki yıldır bütçesini yapamıyor.

Bu nedenle kurulan azınlık hükûmetleri yıkılıyor.

Son gelişmeler Fransa’nın 2026’ya bütçesiz gireceği yönünde. 2026 yılına Avrasya bütünleşerek, Atlantik bölünerek giriyor.

AVRUPADA’Kİ RUS VARLIKLARINA EL KOYAMADILAR Avrupa (AB ve İngiltere), Ukrayna’da savaşın devam etmesini istiyor ve Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemeye devam ederek bataklığa sürükleniyor.

İçinde bulundukları ekonomik çıkmazlar nedeniyle, Ukrayna’nın ihtiyacı olan mali ve askeri desteği yapmakta zorlanıyorlar.

Çareyi Rusya’nın Avrupa’da yaptırımlarla dondurulan 230 milyarlık varlıklarını Ukrayna’ya peşkeş çekmekte bulmuşlardı.

Ama geçen hafta Brüksel’de toplanan AB Zirvesi’nde bu yönde bir karar çıkaramadılar.

Bunun yerine Ukrayna’ya 90 milyar ortak kredi vermeyi kararlaştırdılar.

Zaten borçlu olan bu ülkeler bu zirvede Ukrayna için yeniden borçlanma kararı aldılar.

PUTİN ÖDÜN VERMEYECEĞİNİ YİNELEDİ Diğer taraftan, ABD emperyalizminin Ukrayna savaşını sonlandırmak için acelesi var.

Trump, plan üzerine plan yaparak “barışı” sağlamak istiyor.

Fakat bunun için Putin’in isteklerini yerine getirmesi gerekiyor.

Çünkü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dik duruyor ve ulaşmak istediği hedeflerden taviz vermiyor.

Cuma akşamı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Putin, Ukrayna ile barış için herhangi bir ödün vermeyeceğini yineledi.

Savaşın sona ermesi için şunların gerekli olduğunu vurguladı: Ukrayna’nın Moskova’nın istediği toprak konularını (özellikle ele geçirilen bölgeler ve Kırım) tanıması, NATO’ya katılmama kararı vermesi, Rus diline resmî statü verilmesi gibi taleplerini tekrarladı.

NATO’nun Rusya için stratejik bir tehdit olduğunu ifade etti.

Yani Putin geri adım atmadı ve atmayacağını söyledi.

İşte Trump’ın planları Putin’in bu beklentilerini karşılamadığı için ve özellikle de Avrupalı küreselcilerin engeline takıldığı için ilerleme olmuyor.

Trump, Ukrayna’yı zapturapt altına alabilir.

Alıyor da.

Ama Avrupalı küreselcilerin direnişi devam ediyor.

Bu direnişi kırması ve onları hizaya getirmesi gerekiyor.

TRUMP’IN ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ AVRUPA’YI HEDEF ALIYOR ABD’nin 5 Aralık’ta yayımlanan “Ulusal Güvenlik Stratejisi” Trump ABD’si ile Avrupa arasındaki uçurumun derinleştiğini bir kez daha teyit etti.

Çin’i ticari rakip olarak gören belge, Rusya’yı tehdit olarak görmezken, AB’yi açıkça hedef alarak tarihi bir stratejik ittifaka yeni bir darbe vurdu.

Trump’ın bu yeni stratejik doktrini, Avrupa ile ABD arasında siyasi bir kopuşu temsil ediyor ve Avrupa artık stratejik bir öncelik olarak görülmüyor.

Belgede Ukrayna’da barışı engelleyen, ülkelerinde özgürlükleri yok eden ve muhalefete sansür uygulayan bir Avrupa’dan bahsediliyor: “Trump yönetimi, istikrarsız azınlık hükümetlerinde yer alan ve çoğu muhalefeti bastırmak için demokrasinin temel ilkelerini çiğneyen, savaşa ilişkin gerçekçi olmayan beklentilere sahip Avrupalı yetkililerle çatışmaktadır… Amerika (için) vatansever Avrupa partilerinin artan etkisi gerçekten de büyük bir iyimserlik için neden teşkil etmektedir… Avrupa ülkeleri içinde Avrupa’nın mevcut gidişatına karşı direnişi teşvik etmek.” Trump’ın yeni “Ulusal Güvenlik Stratejisi” belgesi ABD’nin dış politikasını ve stratejisini değiştiren bir içeriğe sahip.

Bu belgede de dikkat çekildiği gibi bugün Batı’da yeni bir döneme girilmiştir.

Saflaşma “Önce Amerika” ve “Önce Avrupa” diyenlerle savaş yanlısı küreselciler arasında yaşanmaktadır.

Daha somut bir ifadeyle bu saflaşma ABD’de Trump ile küreselci saldırgan neoconlar arasında ve Avrupa’da milliyetçiler ile küreselciler arasında yaşanıyor.

Yani, vatanseverlerle küreselciler arasında yaşanıyor.

Hem ABD hem de AB içeriden çatlamaya başladığı gibi kendi aralarında da ipler kopmakta.

ATLANTİK CEPHESİNDE İPLER KOPUYOR 2000’li yıllarda Emperyalist kapitalist sistem inişe geçti.

Batı emperyalizminin başını çeken ABD’nin askeri olarak neredeyse her cephede aldığı darbeler, hegemonyacı bir güç olarak yenilgisine yol açtı.

Aldığı yenilgiler, içinde bulunduğu ekonomik kriz ve dolar saltanatının yıkılmaya başlaması ABD’yi içe dönmeye, dışarda maceralar peşinde koşma çizgisinden kurtulmaya zorluyordu.

Donald Trump’ın siyasi sahneye çıkması bu sürecin doğal sonucuydu.

Trump birinci döneminde de Avrupa’nın küreselcileriyle karşı karşıya gelmişti.

Ama son olarak 2025 ocak ayında yeniden başkanlık koltuğuna oturması hem ABD’de de hem de Avrupa’da iç çelişkilerin artacağı, ekonomik çöküşün hızlanacağı, ABD ve Avrupa arasında ilişkilerin bozulacağı bir sürecin habercisiydi.

Ukrayna savaşı ve Rusya düşmanlığı Avrupa ile Trump yönetimini çatışmanın eşiğine getirdi.

Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirme çabası ve Avrupalı küreselcilerin Rusya’ya karşı savaşı kışkırtarak Ukrayna’ya destek vermesi Atlantik cephesinde iplerin kopmasına yol açtı.

ABD, dünya hegemonyası iddiasından geri adım atarken, büyük bir ekonomik yıkımı yaşayan Avrupa çöküyor