Haber Detayı
Farkında değiliz ama kullanıyoruz! İşte hiç bilinmeyen duyularımız
Ekranlara kilitlenmiş bir yaşamda duyularımızın büyük kısmını fark etmeden kullanıyoruz. Oysa tat, denge, beden algısı ve içsel sinyaller sandığımızdan çok daha karmaşık çalışıyor. Bilim insanları algılarımızın bildiklerimizi aşan bir sistem kurduğunu söylüyor.
Gördüğümüzü sandığımız şeyler, duyduğumuzu düşündüğümüz sesler ya da tattığımız bir yiyecek… Tüm bu deneyimler aslında tek bir duyunun ürünü değil.
Günlük hayatın içinde fark etmeden kullandığımız algı sistemleri, beynin dünyayı yorumlama biçimini kökten değiştiriyor.
TAT SANDIĞINIZ ŞEY ASLINDA KOKU Uzun yıllar boyunca insanın beş duyuyla dünyayı algıladığı kabul edildi.
Ancak nörobilim alanındaki yeni çalışmalar, bu listenin oldukça eksik olduğunu ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre insan bedeni 20'nin üzerinde farklı duyusal sistemle çevreyi ve kendini algılıyor.
Bir çileğin tadını düşündüğümüzde aklımıza dilimiz gelir.
Oysa meyve aromalarının büyük bölümü burun yoluyla algılanır.
Dil temel tatları ayırt ederken gerçek lezzet deneyimi koku, dokunma ve tat duyularının birlikte çalışmasıyla oluşur.
VÜCUDU HİSSETMEK DE BİR DUYU Uzuvlarımızın nerede olduğunu bakmadan anlamamızı sağlayan propriosepsiyon, çoğu zaman fark edilmez.
Kalp atışımızdaki ya da açlıktaki değişimleri algılamamızı sağlayan interosepsiyon da öyledir.
Bu iki duyu, bedenimizi nasıl hissettiğimizi belirler.
Uçakta kalkış sırasında kabinin eğildiğini 'görmemiz' gözlerimizle kulaklarımızın birlikte çalışmasının bir sonucudur.
Denge algısı, görme ve beden konumunu algılama sistemleriyle sürekli iletişim halindedir.
Araştırmalar, kişinin kendi ayak seslerinin değiştirilmesinin vücudu daha ağır ya da daha hafif hissettirebildiğini gösteriyor.
Algı, fiziksel gerçeklikten çok beynin yorumuna dayanıyor.
Uçaklardaki gürültü, tat algısını değiştiriyor.
Tuzlu ve tatlı tatlar baskılanırken tuzlu tat etkilenmiyor.
Bu yüzden domates suyu, havada daha lezzetli geliyor.
Bilim insanlarına göre duyular, çevremizi anlamanın yanı sıra kendimizi nasıl hissettiğimizi de belirliyor.
Günlük koşturmacada fark edilmeyen bu sistemler, kısa bir duraksamayla bile daha görünür hale gelebiliyor.