Haber Detayı
Sinema 130 yaşında!
Lumière kardeşlerin çektikleri filmlerin ilk gösterimi, 28 Aralık 1895’te Paris’te yapılmıştı.
Auguste (1862-1954) ve Louis (1864-1948) Lumière, çocukluklarında yaşadıkları tehlikeli bir olaydan sonra ömür boyu birbirlerinden ayrılmamaya ve birlikte çalışmaya söz verirler.
Sözlerini de son nefeslerine kadar tutarlar.
Mühendislik eğitimi aldıktan sonra fotoğrafçı babalarının kendi icadı olan kuru fotoğraf filmini ürettiği fabrikada çalışmaya başlamışlardır.
Aralarındaki sağlam dayanışmanın en önemli meyvesi, sinema tekniğini keşfetmeleri olur. 1890’larda, durağan fotoğraf karelerinin hareket eden canlı görüntülere dönüştürülmesine giden araştırma ve geliştirme süreci içinde, özellikle Thomas Edison gibi ciddi rakiplerini bile geride bırakmayı başarırlar.
Sinema önce çekilmesi sonra da seyirciye gösterilmesi gereken bir bütün olduğundan, yedinci sanatın doğum tarihi, halka açık ilk biletli film gösterimin yapıldığı 28 Aralık 1895 olarak kayıtlara geçer.
Her biri teknik nedenlerle yaklaşık 50 saniye süren, “Lyon’daki Lumière Fabrikası’ndan Çıkış” adlı ilk filmin başta yer aldığı 10 kısa filmin beyazperdeye yansıtıldığı bu ilk gösterim için Paris’in göbeğinde, Boulevard des Capucines 14 numarada bulunan “Grand Café”nin bir salonunu Lumière kardeşlere kiralayan kişi, sinema tarihinin ilk başarısız işletmecisi olacaktır.
Çünkü, satılan biletlerden pay almak yerine, salonu götürüye kiraya vermiştir.
İlk gece sadece 33 izleyici bulabilen bu yeniliğin hızla ilgi göreceğini, salonun dolup taşacağını öngörememiştir.
ÖZEL BİR GECE Bu önemli tarihin 130. yaş günü, Paris’in en büyük sinemalarından “Grand Rex”in 2 bin 700 kişilik devasa salonunda düzenlenen bir özel gecede kutlanıyor.
Aralarında onlarca tanınmış yönetmen ve oyuncunun da bulunduğu konuklar yanında, bilet alarak bu kutlama gecesine katılanlar, salonu tıklım tıklım doldurmuşlar.
Ayrıca, bu görkemli mekânın 1932 yılında yapılan açılışının, Lumière kardeşlerin katılımıyla gerçekleştiğini de öğreniyorlar. 130 yıl öncesinin o meraklı 33 izleyicisine, bugün 2 bin 600 sinemasever selam göndermekte.
Sahnede, Lyon’da bulunan Lumière Enstitüsü’nün ve Cannes Film Festivali’nin yöneticisi Thierry Frémaux var.
İki saat boyunca, elinde mikrofon, izlediğimiz yüz kısa filmin gösterimine aydınlatıcı bilgiler vererek eşlik ediyor.
Tükenmeyen bir heyecan ve tutkuyla bu ilk denemelerde gözlemlenen farklı hikâye anlatım biçimlerini, çekim tekniklerini, mizansen denemelerini yorumluyor.
Rex salonu bir sinema okulunun devasa amfisi sanki.
İSTANBUL’U DA ÇEKTİLER Lumière kardeşlerin dünyanın her köşesine gönderdikleri kameramanların çektikleri görüntüler arasında İstanbul da var tabii.
Galata Köprüsü, Sarayburnu, Boğaz kıyıları o dönemin yaşamına tanıklık etmekte...
Evet, sinema yaşama tanıklık ederek, gerçekleri farklı açılardan gözler önüne sererek başlar yaşamına.
Bugün hem sanatsal hem de eğlendirici boyutlarıyla kazandığı zenginlik ve etki gücü içinde, belgesel filmlerin insanlık hafızası için ne kadar önemli bir rol oynadığını unutmayalım.
Auguste ve Louis Lumière kardeşlere içten teşekkürlerimizle...
TÜRKİYE’DEKİ İLK GÖSTERİM Bu arada, Türkiye’deki ilk film gösteriminin, Tepebaşı’ndan Galatasaray’a gelen yolun hemen sonunda, İstiklal Caddesi köşesinde bulunan eski Sponeck Birahanesi’nde, 1896 yılında yapıldığını da anımsatalım...