Haber Detayı
Arjantin’de sandıktan şantaj çıktı
Arjantin Başkanı Javier Milei, ülkede sert kemer sıkma ve devalüasyonla kısa vadede enflasyonu düşürüp büyümeyi artırdı. ABD desteğiyle seçim zaferi alan Milei'nin Trump tarafından "şantaja" uğradığı ifade edildi.
Arjantin’de kendini anarko-kapitalist olarak tanımlayan Başkan Javier Milei, 2024’te sert kemer sıkma ve devalüasyon politikalarıyla kısa vadede enflasyonu düşürüp büyümeyi artırdı.
ABD'den de destek alan Milei'ye karşı Başkan Donald Trump, seçimi kaybetmesi halinde tüm desteğini geri çekeceğini belirtti.
Söz konusu seçimleri kaleme alana Birgün yazarı Hayri Kozanoğlu, "Arjantin’de şantaj altında seçim" başlıklı yazısında şunları kaydetti:"Bizde, ne zaman bir ülkede sade yurttaşın canını yakan politikalar uygulansa, hemen o programa övgüler düzen, ekonomi biliminin zaten bunları gerektirdiğini vazeden bir takım piyasacı kanaat önderleri çıkar.
Bu şahsiyetler Arjantin örneğinde de şipşak devreye girdiler, kendini anarko-kapitalist olarak tanımlayan Javier Milei’nin bir “mucize” yaratarak enflasyonu yola getirdiği, büyümenin rayına oturduğu fikrini yaymaya başladılar.
Türkiye’de bir türlü devreye sokulmayan mali politikaların Milei’nin başarısının anahtarı olduğunu söylemeye başladılar.MILEI’NİN ZALİM KEMER SIKMA PROGRAMIDoğru, 2024’te yıllık enflasyon yüzde 40’ın altına inmiş, büyüme de yüzde 5 civarına oturmuştu.
Çünkü başkan seçilirse pesoyu terk edip doğrudan dolara geçeceğini vaat eden Milei, çok geçmeden bu hülyanın imkansızlığını görmüş, ilk elden sert bir devalüasyona gitmiş, böylece göreve gelişinin ilk ayında yüzde 25,5’lik bir enflasyona yol açmayı göze almıştı.IMF desteği ile gelen fonlar yanında, keskin devalüasyonun yüksek kurdan sıcak para girişini cazip kılmasıyla birlikte peso değerlenmeye başlamış, enflasyon da düşüşe geçmişti.
Bu sırada neoliberal itikadın pek sevdiği mali disiplin de devreye girmiş, emeklilerin ve kamu çalışanlarının maaşları yüzde 30 düşürülmüş, “testeresiyle” ün salan Milei bu aletle ilk icraatını 48 bin kamu çalışanını biçerek sergilemişti.
Zaten benzer bir personel kıyımını ABD’de DOGE isimli bir kuruluşla gerçekleştiren Trump’ın bir dönemki gözdesi Elon Musk’ın da ilhamını Milei’den aldığı rivayet ediliyor.Bu zalim kemer sıkma programı kısa vadede yüzde 5 bütçe açığının yüzde 0,3 artıya dönmesi gibi, makro ekonomik dengeleri sağlamada bazı başarılar elde etse de orta-uzun vadeli bir gelecek umudu aşılayamazdı.
Çünkü yüksek faiz ortamının da etkisiyle kamu ve özel sektör yatırımları durmuş; eğitim ve sağlık gibi yaşamsal sosyal hizmet harcamaları budanmış; üniversitelere, araştırma kuruluşlarına ve sanata yönelik fonlar kısılmıştı.
Ülkeden beyin göçü hızlanmıştı (Tüm bu cürümlerin ayrıntılı bir dökümü ve uygulanan politikaların ekonomik analizi için Ensar Yılmaz’ın Kısa Dalga sitesinde yayımlanan “Arjantin için ağlamak 1 ve 2” yazılarını okumanızı öneririm).ABD VE IMF’DEN SONSUZ DESTEKProgramının uygulanabilmesi için Milei IMF’den de yoğun destek gördü.
Kendinden önceki sağcı Cumhurbaşkanı Mauricio Macri de kuruluşun yardımlarına mazhar olmuş, 2018’de IMF tarihinin en büyük kredisi 57 milyar dolarla Arjantin’e açılmıştı. 2022 seçimlerinden önce yeni bir fonlamayla Macri’ye yine destek çıkılmışsa da, Peronistler karşısında yenilgiye uğraması engellenememişti.
Milei döneminde de 20 milyar dolarlık yeni bir kredi açılmış, IMF Ağustos 2025’e kadar bunun 14 milyar dolarını kullandırmıştı.Arjantin ekonomisi ile ilgili kapsamlı bir makale kaleme alan ekonomist Thomas Palley’e göre, bu krediler IMF’nin kredi standartlarını karşılamamasına, IMF Yürütme Kurulu’ndaki yoğun muhalefete rağmen ABD ve müttefiklerinin baskısıyla geçmişti.
IMF’nin Arjantin’den alacakları fonun tüm mali olanaklarının yüzde 40’ına dayanarak bu mali kuruluşu da zora sokmuştu (Thomas Palley, How the IMF and US Helped Loot and Entrap Argentina with Debt, www.counterpunch.org, 15 Ekim 2025).PROGRAM SALLANTIDAGelgelelim Milei söz konusu fonların kullanımında da IMF’nin tavsiyelerine uymamış, bir bakıma sonunu kendi hazırlamıştı.
Şöyle ki, Arjantin’in ekonomi kurmayları IMF’yle pesonun bir bant içinde oynaması, her ay yüzde 1 değer kaybı temelinde fiyatlanması, ancak bandın üst sınırına değince dolar satışına geçilmesi konusunda uzlaşmışlardı.
Bu kurguya göre, bandın altına doğru gidildikçe ise dolar alarak rezervlerini güçlendireceklerdi.Ancak peso daha da değerlensin, böylece enflasyon bir an önce düşsün telaşıyla eldeki rezervler heba edilmişti.
Milei kurmayları dolar satışının yol açacağı likidite sıkışıklığını da, yine anlaşma dışı bir hamleyle yoğun peso cinsi finansal varlık alımıyla delince, haliyle dolar talebi yükselmişti.
Devalüasyon sonucu artıya geçen cari denge de, ekonomik büyüme canlanınca hızla açık vermeye başlamıştı (Maurice Obstfeld, Argentina’s credibility trap, Peterson Institute. 23 Ekim 2025).Bir de üzerine Eylül başında Millei’nin partisi La Libertad Avanza ülke nüfusunun yüzde 40’ını kapsayan Buenos Aires yerel seçiminde ağır bir yenilgiye uğrayınca, yeni bir kriz baş gösterdi.
Yoğun dolar talebi sonucu merkez bankası rezervleri hızla erimeye başladı.Zaten seçim öncesinde de yoksuzluğa karşı mücadele sloganıyla 2023’te büyük bir halk desteği sağlayan Milei’nin prestiji hızla erozyona uğramaya başlamıştı.
Rejimin 2 numaralı yetkilisi kabul edilen kız kardeşi Karina’nın kamuya ilaç satan firmalardan yüzde 3 komisyon aldığı ortaya çıkmıştı.
Başkan Milei ise, “Yüzde 100 alabilecekken yüzde 3 mü sadece” diye kardeşini pespaye bir şekilde savunmuştu. 26 Ekim parlamento seçimlerinde liste başında yer verdiği bir iş adamının da uyuşturucu şebekeleriyle bağlantısı açığa çıkmış, adaylığı iptal edilmişti.TRUMP’IN MILEI’YE PAHA BİÇİLMEZ DESTEĞİŞu anda Arjantin’in rezervleri sadece 5 milyar dolar. 8 milyar doları Ocak 2026’da olmak üzere 2 yıl içerisinde 45 milyar dolar dış borç ödemesi gerekiyor.
Bu zor süreçte Arjantin yönetimi en büyük desteği ABD Başkanı Trump ve ekibinden görüyor.
Bu desteğin çeşitli nedenleri bulunuyor.
Birincisi, darbe teşebbüsünde bulunduğu için 27 yıl hapse mahkum edilen önceki Başkan Bolsonaro’ya destek amacıyla Brezilya’ya fahiş gümrük vergisi dayatması örneğinden görüleceği gibi, Trump ideolojik yakınlığı bulunan aşırı sağcı liderlere sonuna kadar sahip çıkıyor.
İkincisi, ABD fonlarının Arjantin’de kayda değer peso pozisyonları var.
Bu fonların bir devalüasyonla darbe yememesi için devreye giriyorlar.
Özellikle Hazine Bakanı Bessent’in George Soros bünyesinde birlikte mesai yaptığı, yakın çıkar ilişkileri bulunan Robert Citrone’nin spekülatif peso yatırımlarını kurtarma gayreti içerisine girdiği söyleniyor.
Üçüncüsü, böylelikle Latin Amerika’da rekabet içerisinde bulundukları Çin’in Arjantin’in enerji, bakır ve lityum kaynaklarından uzak kalmasını arzuluyor.
Şili, Kolombiya ve yakında sağın iktidara geldiği Bolivya gibi ülkelere mesaj veriyor.
Muhalif Peronist partiler ise “ulusalcı” bir damara sahip oldukları için, ABD-Çin hegemonya mücadelesinin pazarlıklarda ellerini güçlendireceğini düşünerek ideolojik bir yaklaşımdan uzak duruyorlar.Bu kapsamda, avroya destek için 25 yıl önce gerçekleştirdiği operasyondan sonra ABD ilk kez bir döviz alımı yaptı.
Buenos Aires’te 2 milyar dolara yakın peso talebi yarattı.
Ardından 20 milyar dolarlık bir swap anlaşması devreye girdi.
Ek olarak Bessent banka ve yatırım fonlarından bir 20 milyar dolar daha destek sağlamak için çaba göstermeye başladı.
Üstelik Trump Milei’nin seçimi kaybetmesi halinde desteğin tümüyle sona ereceği şantajını savurmaktan kaçınmadı.Ancak Trump’ın bu hamleleri Amerikan iç kamuoyunda ciddi tepkiyle karşılandı.
MAGA’nın açılımının ABD’yi değil Arjantin’i Tekrar Büyük Yapma anlamı taşıdığı esprisi yaygınlaştı.
Çin’e getirilen yaptırımların, Pekin’in soya alımlarını Arjantin’e yönlendirmesinin özellikle Iowalı çiftçilerde yarattığı tepki, Trump’ın Arjantin’e destek için buradan sığır eti alınacağı açıklamasıyla yoğunlaştı.TRUMP’IN ŞANTAJI SONUÇ VERDİTrump’ın şantajları 26 Ekim seçimlerinde sonuç verdi.
Milei’nin partisi yüzde 41 oyla büyük bir başarı kazandı.
Önceki yönetimlerden sıdkı sıyrılan insanların Milei’ye başkanlık döneminin sonuna kadar hünerlerini göstermesi için 2 yıllık bir süre tanıdıkları da söylenebilir.Thomas Palley, daha önce de sağcı başkanlar Macri ve Menem’in keskin neoliberal reçeteler uyguladığını; aşırı değerlenmiş kur, yüksek dış borç, işçi sınıfına baskılar, özelleştirme ve kuralsızlaştırma politikalarına başvurduğunu, o zamanlarda da “ekonomik mucize” diye pompalandıklarını hatırlatıyor.
Tüm bu örneklerde IMF ve ABD’nin devrede olduğunun, sonuçta hep ülkenin elitlerinin karlı çıktığının altını çiziyor.
Muhtemelen bu 3'üncü Arjantin mucizesi de benzer bir fiyaskoyla sonuçlanacak.
Ama şimdilik Trump ve tüm neoliberalizme gönül verenler bu “seçim zaferiyle” bir bayram havası yaşıyorlar"Odatv.com