Sarılmak neden bu kadar iyi hissettiriyor? Bilim açıklıyor

Birçoğumuz için hayatta az şey sıcak bir sarılma kadar güven verici ve rahatlatıcıdır.

Ancak sarılmanın yalnızca sevildiğimizi ve önemsendiğimizi göstermediğini biliyor muydunuz?

Yeni bir araştırmaya göre, sarılmanın iyi hissettirmesinin arkasında vücudumuzun sıcaklığı algılama biçimi ve bunun benlik farkındalığımız üzerindeki etkisi yatıyor.Beş duyudan fazlasına sahibizArtık insanların yalnızca beş duyuyla sınırlı olmadığı biliniyor.

Bunlardan biri de termoalgı (thermoception); yani sıcak ve soğuğu hissetme yeteneği.

Bu duyunun, evrim sürecimiz boyunca hayatta kalmamızda kritik bir rol oynadığı düşünülüyor.

Yanıklardan ya da donma riskinden kaçınmamıza yardımcı olurken, ne zaman üstümüze bir şey almamız ya da gölgeye geçmemiz gerektiğini de bize bildiriyor.Ancak sıcaklık algısının önemi bununla sınırlı değil.

Araştırmalar, sıcaklık duyusunun ruhsal ve duygusal sağlıkla da yakından ilişkili olduğunu gösteriyor.Sıcaklık, en eski güven sinyallerinden biriQueen Mary University of London’da psikoloji alanında öğretim üyesi olan ve çalışmanın ortak yazarlarından Dr.

Laura Crucianelli, sıcaklığın insan için ne anlama geldiğini şu sözlerle açıklıyor:“Sıcaklık, sahip olduğumuz en eski duyulardan biri.

Anne karnında, erken dönem bakımda ve biri bizi kucakladığında hissettiğimiz sıcaklık, korunma ve güvenin ilk işaretlerinden biridir.”Crucianelli’ye göre sıcaklık yalnızca hayatta kalmamızı sağlamaz; aynı zamanda “kendimiz gibi hissetmemize” de yardımcı olur.

Beynin sıcak ve soğuğu nasıl yorumladığını incelemek, bedenin zihni nasıl şekillendirdiğini anlamanın önemli bir yolu.Sıcak bir sarılmanın bedensel etkisiİşte bu yüzden sıcak bir sarılmanın etkisi yalnızca ciltle sınırlı kalmaz.

Sarılma sırasında dokunma ve sıcaklık sinyalleri birlikte çalışarak beden sahipliği hissini güçlendirir.

Yani kişi, kendi bedenine ve varlığına daha güçlü bir şekilde bağlanır.Crucianelli bu durumu şöyle açıklıyor:“Sıcak bir dokunuş, kendimizi içeriden algılama yetimizi artırır. ‘Bu benim bedenim ve ben onun içindeyim’ hissini güçlendirir.”“Sevgi hormonu” devreye giriyorSıcak temas, ciltte bulunan ve C-taktile lifler olarak adlandırılan özel sinir hücrelerini harekete geçirir.

Bu sinyaller, beynin duygularla ve beden farkındalığıyla ilişkili olan insula korteksine iletilir.Bu süreçte, halk arasında “sevgi hormonu” ya da “sarılma kimyasalı” olarak bilinen oksitosin salgılanır.

Aynı zamanda fizyolojik stres azalır; bu da kişinin kendini daha iyi, daha dengeli ve daha huzurlu hissetmesini sağlar.Beden farkındalığı ve ruh sağlığı arasındaki bağAraştırmacılar, psikoloji, sinirbilim ve klinik bilimler alanında onlarca yıllık çalışmayı inceleyerek termoalgının, beden ile beyin arasındaki iletişimde uzun süredir göz ardı edilen bir yol olduğunu ortaya koydu.Beden farkındalığındaki değişimler; yeme bozuklukları, depresyon ve bazı nörolojik rahatsızlıkların temel belirtileri arasında yer alıyor.

Pavia Üniversitesi’nden Prof.

Gerardo Salvato’ya göre, sıcaklık algısındaki bozulmalar bazı durumlarda kişinin bedeninin bir bölümünü “kendine ait” olarak hissetmemesine bile yol açabiliyor.Isınan dünya, değişen hislerAraştırmanın önemi, küresel ısınma bağlamında daha da artıyor.

Bilim insanlarına göre, artan sıcaklıklar insanların ruh hali, stres seviyesi ve beden farkındalığı üzerinde beklenenden daha büyük etkiler yaratabilir.Sıcaklıkla kurduğumuz ilişkinin daha iyi anlaşılması, günlük hayatta yaşanan duygusal dalgalanmaların nedenlerini açıklamaya da yardımcı olabilir.Sarılmak, sosyal bağlarımızı güçlendiriyorTüm bu bulgular, günlük hayatta daha fazla sarılmak için bilimsel bir gerekçe sunuyor.

Üstelik bu yalnızca insanlar için değil; hayvan dostlarımız da bu sıcak temastan fayda görebiliyor.Crucianelli’nin sözleriyle:“Sıcak bir dokunuş, bize bağlı olduğumuzu, değer gördüğümüzü ve sosyal bir dünyanın parçası olduğumuzu hatırlatır.

İnsanlar sosyal yakınlık için programlanmıştır ve sarılmak, ‘ben’ ile ‘öteki’ arasındaki sınırı kısa süreliğine ortadan kaldırır.”Çalışma, Trends in Cognitive Sciences dergisinde yayımlandı.