Haber Detayı

Ekosistemler plastik kirliliği tehdidi altında
Sürdürülebilir dünya dunya.com
31/12/2025 00:00 (2 saat önce)

Ekosistemler plastik kirliliği tehdidi altında

Plastik kullanımını her geçen yıl daha fazla artmasıyla küresel ısınmanın hızlanması arasındaki çift yönlü ilişkiyi değerlendiren Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, doğru atık yönetiminin sağlanmasıyla iklim krizi etkilerinin hafifletilebileceğini söyledi.

İklim değişikliği etkileri kuraklık, sel, orman yan­gınları ve aşırı sıcaklık­lar şeklinde ortaya çıkarken, plastik kirliliği hem yöneti­len sistemlerde hem de doğal çevrede hızla biriken kalıcı atıklar oluşturuyor.Birleşik Krallık’taki Impe­rial College London araştır­macıları tarafından yapılan bir çalışmaya göre, plastik kirliliği ile iklim değişikliği arasında sınırlı kaynakların aşırı tüketiminden kaynak­lanan çift yönlü bir ilişki bu­lunuyor.

Plastiklerin yüzde 98’inden fazlası fosil yakıt­lardan üretilirken, mevcut üretim küresel petrol tüke­timinin yüzde 12’sini oluştu­ruyor.

Plastiklerin 2019’da yol açtığı 1,8 gigaton karbon­dioksit eşdeğeri salım, küre­sel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3,7’sine denk geliyor.

Ayrıca, plastik üre­timine bağlı karbon ayak izi 1995’ten bu yana iki katına çıkmış durumda.Yıllık plastik üretimi 400 milyon tonu aştıYıllık plastik üretimi 1950’de 2 milyon tonun altın­dayken, 2023’te 400 milyon tonun üzerine çıktı.

Bugü­ne kadar üretilen toplam 8,3 milyar ton plastiğin yarısın­dan fazlası 2002’den bu yana imal edildi.

Tek kullanımlık plastikler ise üretimin yüzde 35’ini oluşturarak en hızlı bü­yüyen imalat alanı oldu.İklim değişikliği ve plastik kirliliği arasındaki bağlantıyı değerlendiren Prof.

Dr.

Filiz Karaosmanoğlu, faydalı kul­lanım ömrünü tamamlayan ve atık haline gelen plastikle­rin iyi yönetilmediği durum­larda biyoçeşitlilik kaybı, çevre kirliliği ve iklim deği­şikliğine etkide bulunduğu­nu söyledi.

Plastiğin kömür, petrol, doğal gaz ve biyokütle­den üretilebildiğini, her plas­tik üründe karbon bulundu­ğunu belirten Karaosmanoğ­lu, atık plastik yönetiminde önceliğin atık oluşturmamak olduğunu kaydetti.Karaosmanoğlu, “Müm­kün olan en az atık çıkarma, yeniden kullanım, geri dö­nüşüm, ileri dönüşüm, ener­ji ve malzeme geri kazanımı, bertaraf sıralamasında atık plastiğin ham madde olduğu teknik gerçeğiyle atık kesin­likle doğaya girmeden işlen­meli, ekonomik değer yarat­malıdır.

Bu değer zinciri de en temiz üretim gereklilikle­riyle yürütülürse sera gazları salımı azaltılarak iklim deği­şikliğine etki düşürülür.

Atık plastiğin doğada yeri yok­tur.

Aslında plastik kirliliği tanımlaması yaşamımızda hiç olmamalıydı ancak plas­tik kirliliğinde korkutucu bir düzeye ulaşıldı” dedi.Plastik ekonomisinde atık plastiğin döngüsel eko­nomide katma değer ile is­tihdam değerinin geç anla­şılarak mevzuata ve plan­lamalara dahil edildiğini vurgulayan Karaosmanoğlu, asıl önemli olanın plastiğin döngüsel ekonomisinde ya­şanması gereken ilerlemeler olduğuna değindi.Yüksek maliyetler geri dönüşüm oranını %9 düşürüyorAtık yönetiminde azaltma, yeniden kullanma ve geri dönüştürme yöntemleri cam, kâğıt ve alüminyumda etkili olurken, plastikler için büyük ölçüde yetersiz kalıyor.

Küresel geri dönüşüm oranları alüminyumda yaklaşık yüzde 76, ambalaj camında yüzde 68 ve kâğıtta yüzde 32 seviyesinde bulunuyor.

Alüminyum ve cam kalite kaybı olmadan, kâğıt ise sınırlı seviyede geri dönüştürülebilirken, bu malzemelerin tümünde geri dönüşüm yeni üretime kıyasla daha az enerji gerektiriyor.

Kalitesi hızla bozulan plastikler çoğu durumda dönüştürülemezken, yüksek maliyetler geri dönüşüm oranlarını yüzde 9’a kadar düşürüyor.Sera gazı salımını yüzde 25 oranında azaltabilirizKaraosmanoğlu, plastik kirliliğinin azaltılmasına yönelik çabaların iklim kriziyle mücadeleye etkisini ise şöyle anlattı: “Plastik kirliliğini azaltma, iklim değişikliği mücadelesinde küresel sıcaklık artışına ‘dur’ dememizde başarımızı artırır.

Birleşmiş Milletler verilerine göre her yıl yarısı tek kullanımlık 400 milyon tondan fazla plastik üretilirken, bu miktarın yüzde 10’undan azı geri dönüştürülebiliyor.2040’a kadar denize giren atık plastiği yüzde 80 oranında azaltırsak sera gazları salımını yüzde 25 düşürebilir ve iklim değişikliği mücadelemize güç katabiliriz.”

İlgili Sitenin Haberleri