Haber Detayı
Kırk yıl hatırı var! Kültürün en köklü kahramanı
Sonbahar gelirken kahve kokusu yeniden hayatımıza karışıyor. Bir fincan kahve, bazen bir dostluk vesilesi, bazen bir molanın bahanesi, bazen de bir kültürün aynası oluyor. Dünyada milyarlarca insan için kahve hem ekonomik hem de kültürel bir güç. Türk kahvesi ise bu hikâyenin en köklü kahramanı
Kahve, yalnızca bir içecek değil; yüzyıllardır süren bir kültürün, sohbetlerin, dostlukların ve gündelik hayat ritüellerinin simgesi.
Dünyada her gün milyarlarca fincan kahve tüketilirken, Türkiye’de de kahve alışkanlıkları değişiyor; üçüncü dalga kahvecilerden cezvede pişen klasik Türk kahvesine kadar geniş bir yelpazede çeşitleniyor.
Bu dosyada kahvenin ekonomideki gücünü, toplumsal ve kültürel boyutunu, yeni nesil demleme tekniklerinden gastronomi turizmine uzanan hikâyesini ve 150 yılı aşkın bir geleneği temsil eden Kurukahveci Mehmet Efendi’nin ilham veren yolculuğunu mercek altına alıyoruz.
KAHVENİN EKONOMİSİ VE TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI Kahve, küresel ölçekte petrol ve buğdaydan sonra en çok ticareti yapılan ürünlerden biri.
Brezilya’dan Etiyopya’ya uzanan üretim zinciri, milyonlarca insanın geçim kaynağı.
Türkiye’de ise kahve ithalatı her yıl artıyor; Türk kahvesi tüketimi sabit kalırken filtre kahve ve soğuk demleme gibi seçeneklere talep yükseliyor.
Kahve artık yalnızca evde ya da kahvehanelerde değil, üçüncü dalga kahvecilerde, sokak festivallerinde, atölyelerde sosyal hayatın merkezinde.
GASTRONOMİ TURİZMİNİN YENİ YILDIZI: KAHVE Son yıllarda gastronomi turizmi kahve rotaları olmadan düşünülemez hale geldi.
İstanbul’da tarihi kahvehaneleri gezmek, kahve kavurma atölyelerine katılmak ve kahve tadım etkinliklerine gitmek turistlerin vazgeçilmez deneyimlerinden biri oldu.
Kahve, yalnızca damak tadı değil; kültürel bir miras olarak da turizmin yeni cazibe noktalarından biri.
DEMLEME SANATI: MAKİNE Mİ, CEZVE Mİ?
Kahve hazırlama biçimleri de zamanla çeşitlendi.
Geleneksel cezvede ağır ağır pişirilen kahvenin köpüğü hâlâ benzersiz bir lezzet sunuyor.
Öte yandan teknolojinin getirdiği yeni nesil kahve makineleri, hassas demleme teknikleriyle kahveseverlere farklı deneyimler yaşatıyor.
Bu iki dünyanın bir arada yaşaması kahve kültürünü daha da zenginleştiriyor.
TOPLUMSAL YAŞAMIN VAZGEÇİLMEZ PARÇASI Kahve, Osmanlı kahvehanelerinden bugüne toplumsal yaşamın bir buluşma noktası.
Fikirlerin tartışıldığı, dostlukların kurulduğu, edebiyat sohbetlerinin yapıldığı mekânların ortak paydası hep kahve oldu.
Edebiyatımızda kahve kokusu, şiirlerde ve hikâyelerde kendine yer buldu; resimde, fotoğrafta kahve bir motif haline geldi.
KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ’NİN 150 YILLIK YOLCULUĞU 1871 yılında İstanbul Tahmis Sokağı’nda Mehmet Efendi’nin başlattığı hikâye, Türk kahvesini kavrulmuş ve öğütülmüş olarak halkla buluşturan ilk girişim oldu.
Bu yenilik, kahve alışkanlıklarımızı kökten değiştirdi.
Mehmet Efendi’nin vefatının ardından aile mesleği sürdürdü; 1930’lardan itibaren kahve modern ambalajlarda, arabalarla bakkallara ulaştırıldı.
Aile, dönemin ünlü mimarına art deco tarzında bir bina yaptırdı, İhap Hulusi’ye hazırlattığı amblem ise bugün hâlâ kullanılıyor.
Bugün Mehmet Efendi’nin torunları markayı yönetmeye devam ediyor.
Kurukahveci Mehmet Efendi, 55 ülkeye ihracat yapan bir marka olarak Türk kahvesini dünyaya tanıtıyor ve 150 yılı aşan geleneği modern üretim teknolojileriyle sürdürüyor.