Haber Detayı
Diplomasi
Diplomasi
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Budapeşte’de yapılması planlanan görüşmeler erteleneceğe benziyor.
ABD hızlı bir ateşkesi zorlarken Rus tarafı kalıcı bir anlaşmaya varmak istiyor.
Ancak masa tamamen ortadan kalkmış değil.
Muhtemelen bir sonraki görüşmede ABD’liler yeni tavizlerle gelecek.
Çünkü Ruslar, rakibinin zaaflarını doğru tahlil ediyor.
Moskova, bugüne kadar “müzakerelere alan açmak” amacıyla sahadaki silah baskısını hiç azaltmadı.
Hem sahada hem masada kalmaya özen gösterdiler.
Askerler ilerledikçe tavizler almayı da başardılar.
ABD’nin Kiev’e topraklardan vazgeçme yönünde yaptığı baskı, bunun en somut örneği.
Peki bu tek taraflı tavizler nereye kadar genişleyebilir?
Aslında Ruslar da bunu görmek istiyor.
Manzara ise şöyle: ABD, Ukrayna cephesinde çıkmazda.
Savaşın askeri hedefleri ile siyasi hedefleri uyumlu değil.
Asker son hedefe kadar ilerlemek isterken, siyaset Üçüncü Dünya Savaşı’na hazır olmadıklarının farkında.
Bu da anavatanını koruma, kuşatmayı durdurma içgüdüsüyle hareket eden Ruslar karşısında yenilgiyi kabullenmek dışında bir seçenek bırakmıyor.
Amerikalılar benzer bir durumu Kore’de de yaşadılar.
Üstelik o dönem nükleer tekeldiler.
Ekonomik ve askeri devdiler.
Ama büyük savaşa giremediler.
Bugünkü pozisyonları ise çok daha geri.
Rusya ve Çin işbirliği, ABD’nin risk alma yeteneğini kısıtlıyor.
Tabi bu, bölgesel savaşlar olmayacak anlamına da gelmiyor.
Artık gelişen dünya ne kadar kararlı durursa, taviz veren hep ABD olacak.
Buradan bize de dersler çıkıyor: Türkiye, SDG ile Şam arasındaki “müzakerelere alan açmak” amacıyla askeri baskıyı durdurdu.
Uzun süredir ne bir obüs sesi, ne bir F-16 esintisi… Saha tamamen dondurulmuş durumda.
İyi ama, silah baskısı olmazsa, SDG’nin anlaşmaya varma mecburiyeti de ortadan kalkmaz mı?
Türk Ordusu’nun devreye girme zamanı geldi.