Haber Detayı
Yabancı terör örgütleri arabulucu oldu: Şam uzlaşıyı seçti
Fırkatu’l-Guraba kampına yönelik operasyon iddiaları gündeme gelmişti. Çatışmaların ardından, Suriye Savunma Bakanlığı ile grup temsilcileri arasında anlaşma imzalandı.
İdlib’in Harem bölgesinde yer alan Fırkatu’l-Guraba kampında yaşanan çatışmaların ardından, Suriye Savunma Bakanlığı ile grup temsilcileri arasında anlaşma imzalandı.
Suriye’deki yabancı terör örgütü gruplarının elebaşları Türkistan İslam Partisi’nden Ebu Muhammed Türkistanî, Özbek gruplardan Abdulaziz Özbek ve Tacik gruplardan Ebu Enes Tacik arabuluculuk yaptı.
Savunma Bakanlığı adına yetkililerle masaya oturan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) komutanlarından Ebu Abdu Taum, ateşkesin hemen yürürlüğe girdiğini açıkladı.
Ulaştığımız anlaşma maddelerine göre, Ağır silahlar kışlalara çekilecek, Kamp yetkililerce denetlenecek, Suriye Hükûmetine düşmanca propaganda yapan medya yayınları durdurulacak.
Ayrıca grubun lideri Ömer Diyabi (Omar Omsen) hakkındaki kaçırma dosyası İslam hukukuna göre incelenmek üzere Adalet Bakanlığı’na sevk edilecek.
Taraflar, olaylara karışan hiçbir bireyin yargılanmayacağı konusunda da mutabık kaldı.
Ülkedeki yabancı savaşçı grupların elebaşlarından oluşan bir arabulucu heyet, Suriye Savunma Bakanlığı yetkilileriyle Fırkatu’l-Guraba temsilcileri arasında anlaşma sağladı.
Görüşmeden paylaşılan fotoğraflarda üst düzey subayların grup üyeleriyle yerde oturması dikkat çekti.
HTŞ döneminde sıradan sayılabilecek bu görüntü, bugün devlet kimliği taşıyan bir hükûmet açısından kurumsallaşmanın hâlâ tamamlanmadığı yönünde eleştirilere yol açtı. ‘KURUMSALLAŞMA TAMAMLANAMADI...’ Anlaşmanın ardından Suriye kamuoyunda farklı değerlendirmeler yapıldı.
Hükûmet yanlısı çevreler, “Kurumsallaşmanın tamamlanmadığı, cezasızlık görüntüsünün kamu vicdanını zedeleyebileceği” yorumunda bulundu.
İçişleri kaynakları ise, önceliğin “bölgesel güvenliği sağlamak ve sivillerin zarar görmesini önlemek” olduğunu belirtti.
Şam’a yakın analistler, atılan adımın “cezasızlık değil, istikrar arayışı” olduğunu savundu.
El Kaide ve Müslüman Kardeşler ekolünden gelen ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın danışmanı olan Ahmed Zeydan, “Bu olay, ülkenin iç düzenini bozmak isteyen silahlı yapıların hukuk çerçevesine çekilmesidir.
Muhacirlerle değil, yasayı tanımayanlarla mücadele ediyoruz.” açıklamasını yapmıştı.
İmzalanan metin...
FRANSA AÇIKLAMA YAPTI Fransız diplomatik kaynaklar, Suriye’deki gelişmeleri “not ettiklerini” bildirerek, “Geçiş hükûmetinin iç güvenlik yetki alanına giren bir durum hakkında yorum yapmayacağız.” ifadelerini kullandı.
Paris’in sessizliği, olayı diplomatik kriz haline getirmek istemediği şeklinde değerlendirildi.
Fransa’da güvenlik çevreleri ise Omar Omsen’in yeniden gündeme gelmesini “tehlikeli bir hatırlatma” olarak yorumladı.
Fransız basınında yer alan yorumlarda, “Suriye’deki yeni yönetimle dolaylı temasların” gelecekteki iade tartışmalarına zemin hazırlayabileceği öne sürüldü.
İmzalanan metin Cihadın Şarlosu Diyabi Fransız vatandaşı Ömer Diyabi (Omar Omsen), 2010’lu yıllarda yüzlerce genci Suriye’ye götüren propaganda ağıyla tanındı.
Fransız istihbaratı tarafından alaycı biçimde “cihadın Şarlosu” olarak anılan Diyabi’ye bu lakap, Charlie Chaplin’in saf ama sahneye çıkmaya hevesli “Şarlo” karakterine gönderme yapılarak verildi.
Fransız kaynaklara göre Diyabi, kendisini “cihad sahnesinin kahramanı” olarak sunarken aslında küçük bir çevre üzerinde etkisi olan, gösterişçi bir figür.
Fransa’nın Nice kentinde doğan Diyabi, gençliğinde silahlı soygun suçlamalarıyla yargılandı, ardından internet üzerinden yayımladığı videolarla Fransa’daki gençleri radikal gruplara yönlendirdi. 2013’te Suriye’ye geçerek El Nusra saflarında yer aldı, daha sonra kendi grubunu kurdu.
Diyabi bugün, Türkiye sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki Harim vadisinde, kerpiç barakalardan oluşan Fırkatu’l-Guraba kampında dört eşi ve çocuklarıyla yaşıyor.Fransız basınına göre Diyabi’nin kurduğu yapı, dinsel söylemle kişisel otoritesini pekiştiren kapalı bir topluluk haline geldi.
Kamp içinde kendi yargı sistemini kuran Diyabi, kadınlara yönelik baskıcı uygulamalarıyla da tepki çekiyor.
Bir dönem HTŞ tarafından gözaltına alınan Diyabi, serbest kalınca “beni durduramazlar, arkamda çok insan var” diyerek meydan okudu.
Yeni Şam yönetimini de “Batı’yla uzlaşmakla” suçlayan Diyabi, Ahmed Şara’yı hedef alarak “İslam’ı feda ediyor” ifadelerini kullandı.
Suriye kaynakları, Diyabi’nin son açıklamalarının “ideolojik değil, kişisel hesaplaşma” olduğunu belirtiyor.