Haber Detayı
Cüneyt Arkın'ın Ölüme Son Adım filmi neden 'Mad Max’in en iyi taklidi?'
Film derleme ve eleştiri sitesi Screen Rant'a göre Cüneyt Arkın'ın Ölüme Son Adım filmi aslında Mad Max'in kötü bir taklidi değildi. Hatta Screen Rant filmin Mad Max'e hiç benzemeyen ama tam da bu yüzden en iyi taklitlerinden biri olduğunu söylüyor. Peki, neden? Makaledeki yorumlar şöyle.
“Türk Mad Max” olarak anılan Ölüme Son Adım (Last Step to Death), yıllar boyunca sinema tarihinin en tuhaf ve en çok alaya alınan yapımlarından biri olarak görüldü.
Ancak popüler sinema sitesi Screen Rant’e göre bu film, Mad Max’in kötü bir kopyası olmaktan çok uzak.
Hatta siteye göre Ölüme Son Adım, Mad Max’e neredeyse hiç benzememesi sayesinde şimdiye kadar yapılmış en iyi ve en eğlenceli taklitlerden biri.
Peki Screen Rant neden böyle düşünüyor?
Mad Max’e Benzemiyor… ve Tam Olarak Bu Yüzden Başarılı Screen Rant’ın altını çizdiği ilk nokta şu: Ölüme Son Adım, Mad Max’i birebir kopyalamaya çalışmıyor.
George Miller’ın Mad Max’i karanlık, sert ve ağır ilerleyen bir intikam hikâyesiyken; Cüneyt Arkın’ın başrolünde olduğu Ölüme Son Adım çok daha hafif, absürt ve zaman zaman komediye kayan bir tona sahip.
Film, Mad Max’in distopik dünyasını alıp bambaşka bir şeye dönüştürüyor.
İşte Screen Rant’a göre bu “sadakatsizlik”, filmi sıradan bir taklit olmaktan çıkarıyor.
Türk sinemasının koşulları filmi benzersiz kıldı Screen Rant, filmin ortaya çıkış koşullarına özellikle dikkat çekiyor.
Şu yorum yapılmış: "1980’li yılların başında Türkiye, hem siyasi nedenler hem de sansür uygulamaları nedeniyle Hollywood filmlerini ithal etmekte zorlanıyordu.
Buna karşın telif yasalarının gevşekliği ve güçlü yerli yapım geleneği, Türk sinemacıları “kendi versiyonlarını” üretmeye itti.
Bu ortamda çekilen Ölüme Son Adım, Mad Max’i yeniden anlatmak yerine, Mad Max markasını kullanarak tamamen yerel ve özgün bir hikâye anlatmayı tercih etti" Screen Rant’a göre bu durum, filmi bilinçsiz bir kopyadan çok, yaratıcı bir uyarlamaya dönüştürüyor.
Mad Max’in ruhunu değil, kabaca çerçevesini alıyor Ölüme Son Adım ile Mad Max arasında benzerlikler yok değil; ancak Screen Rant’a göre bu benzerlikler oldukça yüzeysel: Belirsiz bir kıyamet sonrası atmosfer Deri ceketli bir anti-kahraman Hayatta kalma mücadelesi Bunun dışında hikâye, karakterler ve ton tamamen farklı.
Immortan Joe gibi grotesk kötüler yerine takım elbiseli mafya tipleri, içine kapanık bir anti-kahraman yerine espri yapan, şakacı ve neredeyse yenilmez bir Cüneyt Arkın karakteri var.
Aksiyonun ciddiyeti yerine saf eğlence Screen Rant’ın en çok vurguladığı noktalardan biri de filmin eğlence anlayışı.
Mad Max serisi, toplumsal çöküş, şiddet ve insan doğası üzerine ciddi alt metinler taşırken; Ölüme Son Adım bu tür bir derdi hiç umursamıyor.
Film, mantık aramayan aksiyon sahneleri, abartılı karakterler ve zaman zaman bilinçli gibi duran “saçmalığıyla” izleyiciyi eğlendirmeyi amaçlıyor.
Siteye göre bu yaklaşım, filmi “başarısız” değil; bilinçsiz ama samimi bir eğlence makinesi hâline getiriyor.
Neden “En İyi Taklit”?
Screen Rant’ın vardığı sonuç net: Ölüme Son Adım, Mad Max’e sadık olmadığı için değil; sadık olmaya çalışmadığı için başarılı.
Film; Mad Max’i kopyalamaya çalışıp başarısız olmuyor Kendi absürt kimliğini yaratıyor Döneminin imkânsızlıklarına rağmen sinemaya duyulan tutkuyu yansıtıyor Bugün hâlâ konuşulan bir kült filme dönüşüyor Bu nedenle Screen Rant’a göre Ölüme Son Adım, Mad Max’in “en doğru” değil ama en eğlenceli ve en unutulmaz taklidi olarak sinema tarihinde kendine özgü bir yer ediniyor.