Haber Detayı
Section XR1 & XR1 Wireless İnceleme
Section’ın ilk oyuncu faresi XR1 Serisi, hem kablolu hem kablosuz modeliyle fiyat/performans tarafında gerçekten iddialı bir başlangıç yapıyor. Her iki fareyi de tüm detaylarıyla inceledik!
Oyuncu ekipmanlarında rekabet hiçbir zaman durmuyor, ama 2024’ün sonunda bu sahneye yeni bir isim giriş yaptı: Section.
Henüz geçtiğimiz yıl kurulan marka, “her oyuncunun rekabet sahnesinde güvenebileceği bir ekipman” üretme iddiasıyla yola çıkmış.
Oyuncuya gerçekten kontrol hissi veren, erişilebilir fiyatlı ama güvenilir performans sunan ürünler ortaya koyma iddiasında olan bir marka ve bu vizyonun ilk adımı da XR1 serisi olmuş: Biri kablolu XR1, diğeri kablosuz XR1 Wireless.
Tasarım çizgileri ortak, karakteri ortak ama kullanım tarzları tamamen farklı iki fare.
Bugün bu 2 taze fareyi tüm detaylarıyla inceliyoruz.
Tasarımları Nasıl?Tasarım tarafında her iki modelin de aynı ergonomik yapıyı paylaştığını söylemek lazım.
XR1 serisi simetrik gövdesi, elin içini dolduran arkası ve hafif mat yüzeyiyle ilk temas anında rahat hissettiriyor.
Hem palm hem claw tutuşlarda doğal bir kavrama sağlıyor; uzun kullanım süresinde eli yormayan, avuç içinde tatlı bir denge oluşturan bir form var.
Kavisler abartılmamış, gereksiz çıkıntılar kullanılmamış; burada Section’ın “önce tutuş, sonra estetik” yaklaşımını net görebiliyorsunuz.Bu arada her iki modelde de kaydırma tekerleğinin içinden, avuç altına denk gelen Section logosundan ve farenin arka alt kenarından yayılan RGB ışıklandırmalar bulunuyor.
Işıklar fazla agresif değil, aksine tasarıma hafif bir oyun kimliği katan dengeli bir parlaklık sunuyor. 12 hazır RGB modu değiştirilebiliyor; isterseniz tamamen kapatarak daha sade bir kullanım da elde edebiliyorsunuz.
Kısacası XR1 serisi, şekilden önce ergonomiye odaklanan bir tasarımı RGB ile hafifçe renklendirerek ortaya hem işlevsel hem de göze hoş gelen bir oyuncu faresi koymuş.
XR1 Wired: Stabilite ve uzun ömür isteyenler içinKablolu XR1 modeli, yapıyısla oyun sırasında kesintisiz ve istikrarlı bir kontrol isteyen oyunculara hitap ediyor.
Kutuyu açtığınızda içinden farenin kendisi, yedek skatezler ve stickerlar çıkıyor.
Sade ama işlevsel bir kutu içeriği var; özellikle yedek skatezlerin eklenmesi güzel bir detay.Cihazın en dikkat çeken bileşeni Supermesh örgü kablo.
Bu kablo klasik sert, sürtünen gaming kabloları gibi değil.
Hem esnek hem hafif hem de masada takılmadan akıyor.
Hatta el alışınca kablolu kullanıyor olduğunuzu çoğu zaman unutuyorsunuz.
Özellikle FPS oyuncuları için bu, flick-shot ve hızlı yön değiştirme anlarında ciddi bir avantaj sağlıyor.Performans tarafında XR1 Wired, 12.800 DPI’a kadar ölçeklenen hassasiyetiyle gayet ince ayar imkanı veriyor.
Sensör hızlı ve kararlı; ani hareketlerde sapma yapmıyor, takip performansı gayet stabil. 112 gramlık ağırlık (kablo bloğu dahil) kağıt üzerinde biraz yüksek görünse de oyunda bu ağırlık kontrol hissini güçlendiren bir faktör haline geliyor.
Spray kontrolü, takip hareketi ve sabit atışlarda XR1 Wired’ın daha oturaklı bir karakter sunduğunu söyleyebiliriz.Bu modelde kullanılan A825 optik sensörün teknik özelliklerine baktığımızda da bu hissiyatın boşuna olmadığını görüyoruz.
Resmi dokümana göre sensör, saniyede 7000 kare işleme kapasitesine sahip; bu da yüzey üzerindeki hareketi oldukça sık örnekleyen bir yapı anlamına geliyor.
Maksimum 60 IPS hız ve 20 g hızlanma değeri, sensörün giriş-orta seviye oyuncu farelerinde görülen stabil performans çizgisini taşıdığının ifadesi.
Profesyonel e-spor sensörleri kadar uç noktada olmasa da, rekabetçi oyunları hedefleyen herkes için yeterli bir hız ve doğruluk sunuyor.
Bu anlamda özellikle FPS ve MOBA türü oyunlar için uygun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Polling rate tarafında ise 1000 Hz’e kadar destek vermesi, XR1 Wired’ın tepki süresini gözle fark edilmeyecek kadar düşük bir noktaya çekiyor.
Kısacası farede yer alan sensör, işini doğru yapan bir karaktere sahip; özellikle istikrarlı izleme (tracking), spray transfer ve düşük DPI ile oynanan kontrollü oyun tarzında beklenenden daha dengeli bir performans ortaya koyuyor.
Bu aralık, profesyonel FPS oyuncularının en çok zorladığı kullanım senaryosudur ve sensörün bu seviyede bile çizgisini bozmaması, XR1 Wired’ı fiyat segmentine göre gerçekten güçlü bir seçenek haline getiriyor.
XR1 Wireless: Özgürlük isteyenler için hafif ve çok yönlü bir yapıKablosuz XR1 Wireless’a geldiğimizde ise kutusundan fareyle birlikte yine yedek skatezler, stickerlar ve bir USB-C – USB-A kablosu çıkıyor.
Bu kablo hem fareyi şarj etmeye yarıyor hem de isterseniz fareyi doğrudan kablolu olarak da kullanabiliyorsunuz.
Yani kablosuz modda piliniz bittiğinde oyuna devam etmek için beklemeniz gerekmiyor.XR1 Wireless’ın en büyük avantajı 87 gramlık hafifliği.
Bu derece hafif bir fare özellikle rekabetçi oyunlarda ani dönüşlerde, düşük sensörlü atışlarda ve tempo yükseldiğinde ciddi özgürlük sağlıyor.
Triple Mode desteği mevcut.
Yani fareyi hem Bluetooth, hem 2.4 GHz hem de kablolu olarak kullanabiliyorsunuz.
Bu günlük kullanımda pratik bir esneklik sunuyor.
Ancak gerçek kullanımda şunu açık şekilde söylemek gerekiyor: Bluetooth modunun performansını, 2.4GHz kablosuz modundan daha zayıf bulduk.
Ofis işleri, basit günlük kullanım için yeterli olsa da oyun tarafında gecikme hissediliyor.
Çok şaşırtıcı değil; bu kategoride pek çok gaming mouse’ta da durum böyle.
Fiyatıyla bir hayli rekabetçi olan Section XR1 Wireless’ın asıl gücü 2.4 GHz modunda.
Bu modda gecikme minimum seviyede, kablolu modellere oldukça yakın bir tepki süresi var ve oyun içinde ani hareketlerde herhangi bir kopma ya da takip kaybı yaşanmıyor.XR1 Wireless tarafında ise sensör olarak PixArt PMW3325 kullanılmış. bu sensörün resmi teknik değerlerine baktığımızda, özellikle fiyat-performans segmenti için gayet dengeli bir yapı görüyoruz.
PMW3325, donanımsal olarak 5000 CPI çözünürlük sunuyor ancak yazılım üzerinden 10.000 DPI’a kadar ölçekleme yapılabiliyor.
İzleme hızı tarafında sensör maksimum 100 IPS, ivme tarafında ise 20 g değerine sahip; bu da hızlı hareketlerde sensörün izini kolay kolay kaybetmeyeceği anlamına geliyor.
Ayrıca değişken yapıda çalışan 3000–4600 FPS tarama hızı, yüzey takibinin sürekli stabil kalmasını sağlıyor.Diğer yandan XR1 Wireless’ın 87 gramlık hafif gövdesiyle birleştiğinde bu sensör özellikle FPS oyunlarında akıcı bir hissiyat oluşturuyor.
Ani flick hareketlerinde fare çok kolay hızlanıyor, düşük DPI kullanan oyuncular için de kontrolü bozmayacak kadar tutarlı bir çizgide kalıyor.
Yani bu sensör, rekabetçi oyun oynayan ve stabil takip isteyen kullanıcılar için fazlasıyla yeterli bir performans sunuyor diyebiliriz.Pil tarafına baktığımızda XR1 Wireless’ın 34 saate kadar kullanım süresi sunduğunu söyleyebiliriz.
Pek tabii ki, bu değer RGB açık/kapalı durumuna ve kullanım yoğunluğuna göre değişiyor, ancak kablosuz bir fare için yeterli seviyede.
Diğer yandan şarjı bitse bile kablolu olarak kullanırken, aynı anda şarj edebiliyorsunuz.Yazılım ve Kişiselleştirme SeçenekleriHer iki model de Section’ın yazılımıyla kontrol ediliyor.
Markanın resmi web sitesi üzerinden indirebileceğiniz yazılım üzerinden DPI profilleri, RGB modları (12 hazır efekt), makro atamaları ve polling rate gibi temel ayarlar yapılabiliyor.
Arayüz karmaşık değil, öğrenmesi kolay.
Evet, yazılım tarafındaki seçenekler şimdilik çok geniş değil; fakat XR1 serisinin markanın ilk ürünleri olduğunu unutmamak gerekiyor.
Üstelik geçmişte sektöre yeni giren birçok markanın ilk modellerinde yazılım desteği bile sunulmadığını düşünürsek, Section’ın bu aşamada temel ama işlevsel bir yazılım paketiyle başlaması gayet olumlu bir adım.Diğer yandan her iki modelde de toplam 6 adet programlanabilir tuş bulunuyor ve yazılım bu tuşları kişiselleştirmek için yeterli esnekliği sağlıyor.
Tuşların yerleşimi oldukça klasik bir oyuncu faresi düzeninde: Sol tarafta başparmakla kolayca ulaşılabilen ileri–geri tuşları, üstte sol ve sağ ana tıklama tuşları, onların arasında da hem kaydırma görevi gören hem de tıklanabilir bir scroll wheel yer alıyor.
Tekerleğin hemen arkasına konumlanan DPI değiştirme tuşu ise oyun içinde hassasiyetinizi hızlıca değiştirmek istediğinizde çok işe yarıyor.
Yazılım üzerinden bu tuşların tamamını yeniden atayabiliyor, makro kombinasyonları hazırlayabiliyorsunuz.SonuçEvet, Section XR1 serisi, Türkiye pazarında rekabeti hareketlendirecek bir başlangıç olmuş.
XR1 Wired daha stabil, daha oturaklı bir kontrol sunarken, XR1 Wireless daha hafif, daha özgür ve günlük kullanımda çok yönlü bir karakter taşıyor.
Ortak tasarım dili, ergonomi, RGB seçenekleri, yazılım özellikleri ve erişilebilir fiyatlandırma iki modeli de kendi kategorisinde güçlü bir alternatif haline getiriyor.Kısacası Section yeni bir marka olabilir, ama XR1 serisi “doğru yerden başladığını” gösteren başarılı bir ilk adım olmuş bizce.
Fiyatları ise XR1 Wireless, 1599 TL; XR1 kablolu ise 999 TL şeklinde.
Eğer siz de güçlü bir başlangıç yapmak istiyor ve ayırdığınız bütçe de yüksek değilse, bu 2 modeli yakından incelemenizi tavsiye ederiz.