Haber Detayı

Şaşırtan miras: 100 yıl yaşamanın sırrı, binlerce yıl öncede mi gizli?
Güncel chip.com.tr
21/12/2025 19:05 (4 gün önce)

Şaşırtan miras: 100 yıl yaşamanın sırrı, binlerce yıl öncede mi gizli?

İtalya’da yürütülen kapsamlı araştırma, neden bazı insanların çok daha uzun ve sağlıklı yaşadığına ışık tutuyor. Mezolitik dönemden kalan antik mirasın günümüzdeki etkileri, tıp dünyasının uzun yaşam konusundaki tüm teorilerini yeniden şekillendirebilir.

Bazıları bu durumu sadece şansa bağlıyor, bazıları ise her gün içilen bir fincan çayın mucizesine inanıyor.

Ancak bilim dünyasından gelen son haberler, 100 yıl yaşamanın sırrının çok daha derinlerde, yani DNA'mızda saklı olabileceğini gösteriyor.

İtalya'da yapılan yeni bir araştırma, 100 yaşını aşan bireylerin genetik yapısında, binlerce yıl önce yaşamış “avcı-toplayıcı” atalarımızdan kalan mirasın çok daha baskın olduğunu ortaya koydu.Bologna Üniversitesi’nden araştırmacılar, 333’ü asırlık olmak üzere binden fazla İtalyan vatandaşının genetik kodlarını titizlikle inceledi.

Elde edilen veriler, Bronz Çağı çobanları ve Orta Doğu’nun ilk çiftçileri gibi tarih öncesi grupların genomlarıyla kıyaslandı.

Ortaya çıkan sonuçlar ise oldukça çarpıcı: 100 yaşına ulaşan kişilerin, Mezolitik dönemde Batı Avrupa’da yaşamış olan “Batı Avrupalı Avcı-Toplayıcılar” ile çok daha güçlü bir genetik bağa sahip olduğu anlaşıldı.

Yaklaşık 9 bin ila 14 bin yıl önce Avrupa’da yaşayan bu grubun; koyu tenli, açık renk gözlü ve oldukça dayanıklı fiziksel yapılara sahip oldukları biliniyor.Antik genlerin günümüzdeki gücüGeroScience dergisinde yayımlanan çalışmada uzmanlar, ilk kez uzun ömürlü bireylerde bu avcı-toplayıcı kökenin çok daha yüksek bir yoğunlukta olduğunu saptadı.

Isınan bir iklimde geyik avlayan, yaban mersini ve fındık gibi doğal kaynaklarla beslenen bu antik grubun genetik mutasyonları, modern dünyada asırlık yaşamın anahtarı haline gelmiş görünüyor.

İlginç olan ise, incelenen diğer hiçbir genetik kökenin uzun yaşamla bu kadar doğrudan bir bağlantısının bulunmaması.

Bilim insanları bu antik DNA’nın tam olarak hangi mekanizmayla ömrü uzattığını anlamak için çalışmalarını derinleştirmeyi planlıyor.Avcılık ve toplayıcılık, insanlık tarihinin neredeyse iki milyon yıllık bir bölümünü kapsıyor.

Tarımın 12 bin yıl önce yaygınlaşmasına rağmen, bu hareketli ve doğayla iç içe yaşam tarzının izleri genlerimizde silinmez bir yer edinmiş durumda.

Günümüzde bu yaşam tarzını sürdüren çok az topluluk kalsa da, İngiltere’nin meşhur “Cheddar Adamı” gibi kalıntılar bize bu dirençli atalarımızın nasıl bir hayat sürdüğüne dair ipuçları veriyor.Modern tıp ve sağlık hizmetlerindeki devrimler sayesinde bugün Dünya genelinde 100 yaşını geçenlerin sayısı rekor seviyelere ulaştı.

Sadece İngiltere’de 100 yaş ve üzerindeki birey sayısı son yirmi yılda iki katından fazla artarak 16 bini geçti.

İstatistikler, kadınların bu unvana ulaşma şansının erkeklere oranla dört kat daha fazla olduğunu gösteriyor.Ancak uzmanlara göre işin sırrı sadece gende bitmiyor. “Mavi Bölgeler” olarak adlandırılan ve insanların en uzun yaşadığı bölgeler incelendiğinde; fiziksel aktivite, sosyal bağlar, bir amaç duygusuna sahip olma ve yalnızlıktan kaçınma gibi faktörlerin genetik mirasla birleşerek asırlık ömrün temelini oluşturduğu görülüyor.

İlgili Sitenin Haberleri