Haber Detayı

"Gözü pek" yaşam formları: Lavlar daha soğumadan yerleşiyorlar
Güncel chip.com.tr
24/12/2025 19:03 (1 gün önce)

"Gözü pek" yaşam formları: Lavlar daha soğumadan yerleşiyorlar

Yanardağ patlamasının ardından 1.000 derecelik sıcaklıkla tamamen sterilize olan topraklar, sanıldığı kadar uzun süre boş kalmıyor. Bilim insanları, katılaşan lavların üzerinde sadece birkaç saat içinde kolonileşmeye başlayan gizemli mikropların izini sürdü.

Yeryüzündeki yaşamın sınırlarını zorlayan mikroorganizmalar, her geçen gün bilim dünyasını şaşırtmaya devam ediyor.

Bu kez odak noktasında, yanardağ patlamalarının ardından geride kalan ve her türlü canlıdan arınmış gibi görünen ıssız topraklar var.Bilim insanları, volkanik patlamaların hemen ardından, henüz yeni soğumuş lavların üzerinde mikropların nasıl bir yaşam savaşı başlattığını inceledi.

Communications Biology dergisinde yayımlanan çalışma, lavların yeryüzüne çıkıp her şeyi sıfırladığı bir ortamda, mikroorganizmaların adeta birer “öncü birlik” gibi bu taze topraklara nasıl yerleştiğini ilk kez bu kadar net bir şekilde belgeliyor.Sıradan bir habitatta zaten yerleşik bir düzen bulunduğu için, yaşamın evrimini izlemek oldukça zor.

Ancak bir yanardağ patlaması, her şeyi yok ederek bilim insanlarına kusursuz bir “doğal laboratuvar” sunuyor.

Araştırmacılar, bu süreci gözlemlemek için rotalarını İzlanda'daki Fagradalsfjall Yanardağı’na çevirdi.

Yer altından çıkan lavların sıcaklığı 1000 santigrat derecenin üzerine çıkıyor; bu da temas ettiği her şeyin tamamen sterilize olması anlamına geliyor.

Yani ortada hiçbir suyun, besinin veya canlı izinin bulunmadığı, yaşam için imkansız görünen simsiyah bir kaya kütlesi kalıyor.Ateşten sonra gelen “savaşçı” mikroplarArizona Üniversitesi araştırmacılarının 2021 ve 2023 yılları arasında yürüttüğü çalışma, bu kadar uç bir ortamın bile mikroplar için engel olmadığını kanıtladı.

Üç farklı patlamanın ardından lavlar toplanabilecek kadar soğur soğumaz örnekler alan ekip, DNA analizleri sayesinde şaşırtıcı bir sonuca ulaştı.

Lavlar katılaştıktan sadece birkaç saat veya gün sonra, mikroorganizmalar bu ıssız kayaları yuva edinmeye başladı. “Gözü pek” olarak nitelendirilen bu ilk mikrop dalgasının, muhtemelen yağmur suları aracılığıyla bölgeye ulaştığı düşünülüyor.

Kış aylarındaki dondurucu soğuklarda nüfuslarında bir miktar azalma olsa da, bu topluluklar üç patlama boyunca varlıklarını istikrarlı bir şekilde korumayı başardı.Araştırmacıların aklındaki asıl soru ise bu sürecin Dünya ile sınırlı kalıp kalmadığı üzerine yoğunlaşmış durumda.

Mars gibi bir zamanlar yoğun volkanik aktiviteye sahip olan gezegenlerde de benzer bir yerleşimin olup olmadığı merak konusu.

Volkanik patlamalar, etrafa saçılan lavın yanı sıra, atmosfere ısı ve uçucu gazlar da salıyor.

Bu durum geçmişte Mars’ta geçici ama yaşanabilir dönemlerin oluşmuş olabileceği fikrini destekliyor.

Mars’taki volkanlar bugün suskun olsa da, gezegenimizde taze lav kayalarının içine yerleşen bu inatçı organizmalar, yaşamın en küçük ölçekte bile en görkemli şekillerde hayatta kalabildiğini somut bir şekilde kanıtlarken, Kızıl Gezegen’de yaşam için de umut veriyor.

İlgili Sitenin Haberleri