Haber Detayı
Müjdelediğimiz günler yakın…
Bugün itibarıyla geride bıraktığımız 2025’te Aydınlık 365 gün 365 manşet attı. Günün mesajını paylaştı her sabah. Her birinden bahsetmeye yer yetmez ama öne çıkan konulara beraber bakalım…
Neler yaşadık 2025’te?
Dünyada bir yanda İsrail’in Filistin saldırıları sürdü, yiğit Gazze halkı HAMAS liderliğinde silahla direndi.
İran, İsrail’in boyunun ölçüsünü aldı.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in bir ayağı Avrupa’da bir ayağı ABD’de, her fırsatta para ve silah için el açtı.
Bazen kapıdan kovuldu.
Avrupa NATO’nun peşine takılmanın, neoliberal politikaların sonuçlarını kaldıramaz halde.
Ekonomisi çöktü.
En güçlü sektörlerinde ise ivme aşağı indi.
Küreselci liderler ayakta kalabilmek için bir Soğuk Savaş sahnesi kurdu.
Yeniden Rusya öcüsü imal etti.
Silah sanayisiyle ayakta kalmaya çalışıyor.
Avrupalı milliyetçilerin iktidara gelmesi bir seçim kadar yakın.
ABD’deki iç savaş daha da kızıştı.
Dolar tahtından iniyor.
Küreselciler ve MAGA’cılar kopuşta.
Öyle ki istihbaratın başındaki isim bugün NATO ve AB’yi eleştiriyor.
Ama bu sırada da boş durmuyorlar.
Trump şu sıralar Venezuela açıklarında seyrüseferde.
Bölgemizden çekilmekten bahsetseler de henüz icraat yok.
Suriye’de her gün yeni kışkırtmalar… SDG’ye verilen süre bugün itibarıyla doldu.
Gelişmeleri izleyeceğiz.
Türkiye’de dört bir yanımız ateş.
Üç cephemiz sıcak çatışma hattı.
Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege… Giderek ısınıyor.
Düşman yığınağını yapmış, silahları doğrultmuş.
Eller tetikte uygun anı bekliyor.
Tiyatroda bilinen bir söz vardır; “Duvarda silah varsa oyun bitmeden patlar.” Bir silah boşuna bir yere konulmaz.
Aydınlık bir yıldır sahnedeki silahı yazıyor.
Emperyalizmle dövüşe dövüşe bugüne gelmişiz, düşmanı tanıyoruz.
Planını biliyoruz.
ABD-İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs pozisyonunu aldıysa Türkiye de hazırlanmalı diyoruz.
Bu sırada Vatan Partisi beklemiyor, cepheyi kurmak için ülke ülke geziyor.
Rusya, İran, Çin… O silahları denizlere dökmek için en büyük gücümüz bu ittifak olacak.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla TRÇİ artık Hükûmet’in de gündeminde.
Aynı dönemde bütünleşme süreci de Türkiye’ye güç katacak.
Bu süreç için atılacak her adımın, bölgemizdeki her ülke için önemli olduğu aşikar. 2026’daki görev çevremizdeki tüm ABD silahlarını süpürmek.
Önümüzdeki görevlerin hepsi devrimci ve cesur görevler.
Alıştığımız yöntemler artık dertlere derman olmuyor.
Çünkü sistemin hamlesi kalmadı.
Şah mat deme günü.
Halının altında saklanan ne kadar pislik varsa taştı.
Önümüzde lağım akıyor.
İnsanın içini boşaltan, temiz duygularını pisleten canavar artık kendi başını yiyor.
Ondan kurtulmak için elimizde fırsat var!
Atlantik Sistemi’nin NATO’su, ABD’si, AB’si hem içten hem dıştan çürüyor, çatlıyor, yıkılıyor.
Yıllardır insanı kuyulara atan neoliberaller şimdi birbirlerinin kuyusunu kazıyor.
Asya Uygarlığı el ele yükseliyor.
İnsan odaklı yönetimler çürümenin içinde parlıyor.
Yıllardır emarelerini gördüğümüz bu değişimi müjdelemiştik.
Umutlandık, umudumuzu paylaştık.
Türkiye’miz Yükselen Asya’da öncü konuma mutlaka yerleşecek.
Rehavet yok.
Çünkü asıl işimiz yeni başlıyor.
Aydınlık sadece bir gazete değil, Üretenlerin Milli Hükûmeti için sözümüz var.
Sol gösterip sağ vuranları bir bir yazacağız, ülkemizi Atlantik’in çöküşüne ortak etmek isteyenlerin planlarını bozacağız.
Kapanan gözleri açmak, başka yana bakan yüzleri öne çevirmek, umutsuzlara umut vermek, fırsatları da tehditleri de göstermek görevimiz.
Okurlarımız ve milletimiz bu süreçte en büyük dayanağımız.
Biz 2026’ya hazırız.
Zorlukları görüyoruz, korkmuyoruz.
