Haber Detayı

Evrenin sırlarını o çözüyor: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı nasıl çalışıyor?
Chip galeri chip.com.tr
26/11/2025 11:58 (4 hafta önce)

Evrenin sırlarını o çözüyor: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı nasıl çalışıyor?

Fransa-İsviçre sınırının altındaki 27 kilometrelik tünel, ışık hızına yakın parçacıkları çarpıştırarak Büyük Patlama anlarını taklit ediyor. Peki ama Büyük Hadron Çarpıştırıcısı tam olarak nasıl çalışıyor?

Evren, kendine dair en büyük sırları, yüklü parçacıkların birbirine aşırı hızlarda çarptığı anlarda fısıldıyor.

CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi devasa yapılar da bize bu anları yaşatmak için var.

Bir parçacık hızlandırıcısının temel görevi basit: Çok küçük parçacıkları alıp onları ışık hızına yaklaştırarak maddeyi atom altı seviyede parçalayacak kadar enerjik çarpışmalar yaratmak.

Fizikçiler, bu çarpışmalar sayesinde doğanın temel yapı taşlarını ve Büyük Patlama'nın hemen ardından gelen koşulları anlık olarak görme şansı yakalıyor.

Bu inanılmaz enerjiyi sağlamak için fizikçiler iki temel aracı kullanıyor: Birincisi, parçacıklara adım adım enerji veren ve hızlandıran, hassas zamanlamalı elektrik alanları.

İkincisi ise ışınları köşelerden büken, odaklayan ve çarpışmalarını kesin olarak sağlayan güçlü manyetik alanlar.

Bu makineler sayesinde kuarklar gibi parçacıkların varlığı kanıtlandı ve uzun süredir aranan Higgs bozonu doğrulandı.Higgs bozonunu bulmak, bir makinenin sınırlarını zorlamayı gerektirdi: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC).

Fransa-İsviçre sınırının 27 kilometre altında uzanan dairesel bir tünelde yer alan LHC, parçacık hızlandırmanın tüm temel prensiplerini alıp yepyeni bir boyuta taşıyor.

Peki ama bu dev yapı nasıl çalışıyor?

Gelin adım adım bakalım… Hızlandırma: Tünelin içindeki, uzay boşluğundan bile daha temiz vakumlu bir boru içinde protonlar, saniyede binlerce kez dönen sıkı demetler halinde hareket ediyor. "Radyo frekansı boşlukları" adı verilen bölümler, çarpıştırıcının motoru gibi çalışıyor.

Her boşluk, protonlara küçük ama hassas zamanlanmış bir itme veriyor.

Bu sayede parçacıklar, her turda biraz daha hızlanarak ışık hızının %99,999'una kadar ulaşıyor.

Odaklanma: Binlerce süperiletken mıknatıs, tünel boyunca uzanıyor.

Bu mıknatıslar, sıvı helyumla mutlak sıfırın birkaç derece üzerine, yaklaşık -271 santigrat dereceye kadar soğutuluyor.

Bu aşırı soğutma, ışık hızına yaklaşan bu zıt yönlü ışınların yolda kalmasını ve yoğun akımlar halinde odaklanmasını sağlıyor.

Halkanın etrafındaki dört noktada, ışınlar sonunda yollarını kesiyor.

Burada, bina büyüklüğündeki devasa dedektörler bekliyor.

İki protonun çarpıştığı, gerçeği anlık olarak ikiye ayırdığı o saniyenin kesrinde ne olduğunu kaydediyorlar. 2012'de tespit edilen böyle tuhaf olaylardan biri, bilim insanlarını doğrudan maddenin neden kütleye sahip olduğunu açıklayan Higgs bozonuna ulaştırdı.Fizikçiler için çarpışmadaki büyük patlama değil, hemen sonrasındaki sessizlik önemli.

Amaç, parçaların evrenin iç yüzünü gösterecek kadar parçalandığı o anda, dünyayı bir arada tutan örüntüleri aramak.

Bazen beklenen sonuçları doğruluyorlar, bazen de mevcut gerçeklik algımızda hala boşluklar olduğunu gösteren küçük bir ipucu buluyorlar.

Bu deneyler sadece yeni parçacıklar avlamak anlamına gelmiyor.

Aynı zamanda, evren hakkındaki mevcut fikirlerimizin sınırlarına dayandığında bile mantıklı olup olmadığını test ediyor.

Bir zamanlar kayıp parça olan Higgs bile, çözümlediği sorulardan daha fazla yeni soruyu gündeme getirdi.

Ne kadar hassas ölçüm yaparsak, işler o kadar tuhaflaşıyor ve bilim insanları bunun en iyi sonuç olduğunu düşünüyor.

Çünkü bu devasa halkaları yeraltında inşa etmemizin asıl nedeni, yalnızca Büyük Patlama sırasında maddenin nasıl ortaya çıktığını anlamak değil, aynı zamanda gizemin hala var olduğunu ve sorularımızın sonuna gelmediğimizi hatırlamak.

İlgili Sitenin Haberleri