Haber Detayı

The Outer Worlds 2 İncelemesi: Klasik Obsidian… hem sinir ediyor, hem de büyülüyor
Haberler chip.com.tr
03/11/2025 18:04 (1 ay önce)

The Outer Worlds 2 İncelemesi: Klasik Obsidian… hem sinir ediyor, hem de büyülüyor

Altı yıl aradan sonra The Outer Worlds; mizahı, seçim özgürlüğü ve karakter derinliğiyle parlayan ama teknik olarak biraz geride kalan yeni macerası ile geri dönüyor.

Obsidian son dönemlerde Pentiment ve Grounded gibi farklı tarzlara yönelmiş olsa da Avowed ile benim gibi eski fanların gönlünü almıştı.

Şimdi de ilk oyundan tam 6 yıl sonra, The Outer Worlds 2 ile karşımızdalar.

Bir Obsidian oyunu gördüğümde kafamda her zaman şu soru yankılanır: “Acaba yine bir görevde, sadece tek bir hareketle ya da cümleyle tüm hikâyeyi tersine çevirebilir miyim?” İncelemem sırasında oyunun tam olarak bu hissi yeniden bana yaşattığını söyleyebilirim.

Oyunun mizahi yöne yerli yerindeydi ve çoğunlukla yüzümde bir gülümse oluşturdu.

Ancak itiraf edeyim ki “keşke kaydetseydim” dediğim anlar çoğunlukta oldu.

Klasik Obsidian… hem sinir ediyor, hem de büyülüyor.

Yeni bir sistem, eski bir ruhObsidian, ilk oyundan altı yıl sonra bizi yeniden uzayın sınırlarına götürüyor.

Bu kez rotamız Arcadia Sistemi, gizemli uzay yırtıklarıyla dolu bir bölge.

Dünya Yönetim Konseyi’nin bir üyesi olarak bu krizi çözmek için oradayız.

Karakterimizi cinsiyetinden yüz hatlarına kadar detaylı biçimde oluşturduktan sonra istediğimiz gibi diyaloğa gireceğimiz, keşfedebileceğimiz ve savaşabileceğimiz özgür bir evrene adım atıyoruz.Hem birinci hem üçüncü şahıs bakış açısından oynayabiliyoruz.

Ancak tavsiyem savaş anlarında birinci şahıs modunu seçmeniz olacak.

Kesinlikle daha akıcı olduğu hemen hissediliyor.

Görev yapısı, Fallout: New Vegas’ı anımsatacak kadar tanıdık.

Tek bir çözüm yolu yok.

İster silah zoruyla, ister ikna kabiliyetinizle ilerleyebiliyorsunuz ve her görevde kesinlikle “keşke şöyle yapsaydım” dedirten bir alternatif mutlaka oluyor.Karakter gelişimi: Her an bir fırsatSeviye atladıkça kazandığımız yetenek puanlarını ateşli silahlar, mühendislik, liderlik, hackerlık gibi on iki farklı kategoriye dağıtıyoruz.

Bu dağıtımı çok dikkatli yapmak gerekiyor.

Ancak yine de ne hikmettir ki ilerlemek için hep diyaloglarda tam da ihtiyacınız olan seçeneğe hiç puan dağıtmamış oluyorsunuz.

Her biri sadece savaş gücünü değil, diyalog seçeneklerini de etkiliyor.

Örneğin “patlayıcılar” yeteneğiniz yüksekse, bir konuşma sırasında bile patlayıcı planlar önerebiliyorsunuz.

İki seviye atladığınızda pasif bonuslar, daha büyük çanta kapasitesi ya da yeni diyalog satırları gibi Avantajlar devreye giriyor.

Ancak işler her zaman kolay değil.Her bir avantajın dezavantajı da bulunuyor. örneğin “Tüketim Hastalığı” zayıf satış fiyatları getiriyor ama alışlarda büyük indirim sağlıyor.

Tam bir Obsidian dengelemesi: bir elin verdiğini öteki alıyor.

Karakter gelişiminde itibar sistemi de geri dönüyor.

Üç büyük fraksiyon, sizin tavrınıza göre dost ya da düşman olabiliyor.

Birleşmiş mega şirket Tita Ganga, otoriter Protektorat ve tuhaf matematik tarikatı Yükselen Düzen.

Onlarla kurduğunuz ilişkiler, oyunun sonuna kadar etkisini kaybetmiyor.Arkadaşlarla yıldızlara…Hiçbir Obsidian RPG’si, dırdırcı bir yol arkadaşı olmadan tamam sayılmaz.

The Outer Worlds 2’de altı potansiyel yol arkadaşınız var.

Ama aynı anda sadece ikisi bizimle olabiliyor.

Her biri kendine has bir yeteneğe sahip.

Örneğin robot VAL bizi iyileştirebiliyor ve gizemli Marisol da düşmanları işaretleyerek zayıflatıyor.

Onlara ait yan görevler, hem karakter derinliği hem de alternatif sonlar açısından önemli.

Kişisel hikâyelerini çözmek size yeni yetenekler kazandırabiliyor.

Bazen de kaderlerini değiştiriyor.Ancak fazla bencil davranmamaya dikkat edin.

Çünkü bazıları sizi terk edebiliyor, hatta düşman bile kesilebiliyor.

Görevler boyunca karşımıza çıkan kararları da kesinlikle küçümsemek gerek.

Bir diyaloğu hafife almak, koca bir fraksiyonu karşınıza alabiliyor.

Bu yüzden her konuşmanın, Obsidian’ın o meşhur “bir kelimeyle kader çizme” geleneğini ortaya koyduğunu unutmayın.Savaşlar, silahlar ve yavaş zamanın keyfiSerinin imzası sayılan Zamanın Taktiksel Yavaşlaması (DTT) sistemi geri dönüyor.

Düşmanlar arasında mermi yağarken zamanı yavaşlatıp stratejik nişan almak hâlâ inanılmaz tatmin edici.

Silah yelpazesi ise adeta bir uzay silah pazarı: klasik tabancalar, plazma tüfekleri, elektrikli çekiçler, hatta reklam dronları fırlatan çılgın silahlar… Yeni oyunda on farklı mühimmat türü bulunuyor.

Bu çeşitlilik başta kafa karıştırsa da oyuna derinlik katıyor.

Envanter sistemi artık ağırlığa değil, slot sayısına bağlı, bu da düzeni çok daha kolay hale getiriyor.

Dört silahı aynı anda taşıyabiliyoruz; ekipmanlarımız da ateş, plazma gibi özel efektlerle modlanabiliyor.Dört zorluk seviyesi var ve istenen anda değiştirilebiliyor.

Standart zorluk dengeli hissettiriyor ama korunmasız kalırsanız saniyeler içinde yere seriliyorsunuz.

Neyse ki bol bol sağlık paketi ve canlandırma kiti bulmak mümkün.

Üstelik oyun, savaşlarda stratejik çeşitlilik sunan üç yardımcı cihazla geliyor: asit püskürtücü, duvarların arkasını gösteren maske ve tabii ki DTT.

Her birinin enerjisi sınırlı, bu yüzden seçimler önemli.

Tahmin edeceğiniz gibi, en çok zamanı yavaşlatan cihazı kullanacaksınız.Görevler, keşif ve mizah dolu uzayGezegenleri keşfederken yeni bölgeler açıldığında hızlı seyahat özelliği aktif oluyor, yükleme süreleri ise yeni nesil SSD’lerle neredeyse yok denecek kadar kısa.

Her gezegen dolu dolu: yan görevler, gizli bölgeler, mini zindanlar… Starfield kadar geniş değil ama daha dolu hissettiriyor.

Obsidian’ın tipik mizahı yine tam dozunda.

Diyaloglarda saçma ama zekice şakalar bolca var; bazen kahkaha attırıyor, bazen “bu cümleye kim onay verdi acaba” dedirtiyor.

Bu denge, stüdyonun kendine özgü dokusunu koruyor.Performans ve kalite: Bir ileri bir geriSanatsal olarak oyun renkli, çılgın ve eğlenceli.

Gezegenlerin florası, yaratıkları ve şehirleri adeta bir çizgi roman sayfası gibi parlıyor.

Ancak teknik tarafta işler o kadar parlak değil.

Altı yıllık farka rağmen, önceki oyun anazaran devrimsel bir sıçrama yok.

Bitki yoğunluğu az, popping rahatsız edici ve bazı ateş efektleri pikselli görünüyor.

Bizim oyunu incelediğimiz Xbox Series S’de sadece performans ve kalite modu varken Xbox Series X’te dengeli modu da mevcut.Performans konusunda optimizasyonun iyi yapıldığını söyleyebilirim.

Karakter modellemeleri genellikle sıradan, dudak senkronu iyi ama yüz ifadeleri robotik.

Ana karakterlerde biraz daha detay var, ancak yan NPC’ler sanki botokslu bir maskeyle geziyormuş gibi.

Yine de tasarımlar çok eğlenceli.

Çılgın kıyafetler, absürt gözlükler ve neon silahlarla her karakterin ayrı bir havası var.

Bu yönüyle evren, tüm aksaklıklara rağmen yaşanabilir hissettiriyor.SonuçThe Outer Worlds 2, Obsidian’ın formülünü mükemmelleştirmek yerine parlatmayı seçmiş.

Derin diyaloglar, mizah, karakter gelişimi ve çoklu seçenekler hâlâ oyunun kalbinde.

Teknik olarak yeni nesil düzeyinde olmasa da, oyun zevki açısından hâlâ sınıfının en keyifli RPG’lerinden biri. 25 saat civarında süren ana hikâye, yan görevlerle birlikte tatmin edici bir uzunluk sunuyor.

Büyük bir uzay simülasyonu değil ama her gezegeninde yeni bir hikâye, her karakterinde yeni bir gizem barındırıyor.

Sonuçta The Outer Worlds 2, “bir görev daha, sonra bırakırım” deyip sabahı bulacağınız o türden oyunlardan biri.

Obsidian hâlâ uzayın en esprili anlatıcısı olmayı başarıyor.

Xbox Game Pass üzerinden ücretsiz oynanabiliyor olması da cabası.85Yayıncı            Xbox Game Studios Geliştirici        Obsidian Entertainment Tür                   Macera Oyunu, Aksiyon RPG Platform         Xbox Series S/X, PC, PS5 Web                 https://outerworlds2.obsidian.net/ 

İlgili Sitenin Haberleri