Haber Detayı

Deniz savaşlarının kuralları değişiyor: Otonom denizaltı KSOT'tan önemli adım
Güncel chip.com.tr
02/12/2025 19:39 (3 hafta önce)

Deniz savaşlarının kuralları değişiyor: Otonom denizaltı KSOT'tan önemli adım

İnsan hayatının denklemden çıktığı yeni denizcilik çağı başladı. Endonezya'nın KSOT adlı otonom denizaltısı, ilk torpido atışını başarıyla gerçekleştirdi. Mürettebatsız bu platformlar, geleneksel denizaltıların ulaşamadığı derinliklere inerek savaşın kurallarını yeniden yazmaya hazırlanıyor.

Deniz savaşlarında insan hayatının tehlikeye girmeyeceği bir döneme yaklaşıyoruz gibi gözüküyor.

Havadaki insansız araçlar hızla yaygınlaşırken, deniz altında da otonom sistemler devreye giriyor.

Endonezya Donanması, kısa bir süre önce KSOT adı verilen prototipiyle ilk torpido atış testini gerçekleştirdi.Test sırasında, insansız denizaltının dışına monte edilmiş bir fırlatma tüpünden 324 mm'lik “Piranha” torpidosu başarıyla ateşlendi.

PT Pal tarafından üretilen bu denizaltı, askeri standartlarda sonar ve torpido yetenekleriyle donatılmış.

Ancak bu denizaltının diğerlerinden en farklı özelliği, hızlı ve gizli olmasının yanı sıra tamamen otonom çalışabilmesi.

KSOT, donanma savaş gemilerindeki komuta merkezleriyle uzaktan bağlantı kurarak kontrol edilebiliyor.Bu test, denizaltının savaşta kullanılabilecek yetenekte olduğunu göstermesi açısından kritik bir adım.

Ancak, torpidonun karadan mobil bir vinçle manuel olarak yüklenmesi ve denizaltının test boyunca yüzeyin altına tam olarak inmemesi gibi detaylar, teknolojinin henüz geliştirme aşamasında olduğunu gösteriyor.

Yine de bu tür mürettebatsız bir denizaltı konsepti, deniz savaşının gidişatını kökten değiştirebilir.

Ukrayna'nın Karadeniz’deki başarısından sonra tanıttığı “Sea Baby” gibi deniz dronları da bu teknolojinin küresel çapta ne kadar büyük potansiyel taşıdığını kanıtlıyor.Mürettebatsız tasarımın deniz altındaki devrimiBoeing’in XLUUV (“Orca”) ve Northrop Grumman’ın Manta Ray’i gibi insansız denizaltıları, uzun süreli deniz altı görevleri için mürettebatsız çalışabiliyor.

Bu araçlar bilimsel araştırmalar için olduğu kadar, askeri açıdan da büyük sonuçlar doğuruyor.Geleneksel insanlı denizaltılar, mürettebatın yaşam koşullarına uygun olarak oksijen sistemleri ve kalın, güçlendirilmiş gövdelerle inşa edilir.

Mürettebat denklemden çıkarıldığında, bu kısıtlamalar da ortadan kalkıyor.

Otonom denizaltılar, oksijen sistemine ihtiyaç duymadıkları için çok daha küçük ve gizli tasarlanabiliyor.

Ayrıca gövde yarıçapı küçüldükçe, denizaltı aşırı derinliklerdeki basınca karşı daha dayanıklı hale geliyor.

Mürettebatsız araçlar, daha küçük konfigürasyonlarla inşa edilerek insanlı denizaltıların inemeyeceği derinliklere ulaşabiliyor.Bu insansız platformlar, yüksek teknolojili torpidolar gibi gelişmiş askeri yeteneklerle birleştiğinde, düşmanlara karşı eşi benzeri görülmemiş bir gizlilik ve derinlik avantajı sağlıyor.

Örneğin, Rusya'nın çok pahalı titanyum gövdelerle inşa ettiği derin dalış nükleer denizaltılarının sağladığı dayanıklılık ve gizlilik gibi özellikler, mürettebatsız ve daha ekonomik yapılarla da elde edilebilir hale geliyor.

Nükleer enerjili otonom denizaltıların sulara girmesi ise bu araçlara sınırsız güç sağlayabilir.

İlgili Sitenin Haberleri