Haber Detayı
Çevremizde gizlenen 10 kanser yapıcı kimyasal: Fark etmeden maruz kalıyoruz
Gündelik yaşamda temas ettiğimiz birçok madde fark etmeden kanser riskini artırıyor. İşte çevremizde en sık karşılaşılan 10 tehlikeli kimyasal ve maruz kalmamak için bilmeniz gerekenler!
Asbest, uzun yıllar ısıya dayanıklılığı nedeniyle inşaat ve sanayide yaygın kullanıldı ancak günümüzde kesin kanserojen olarak sınıflandırılıyor.
Kesildiğinde ya da kırıldığında havaya karışan lifler akciğere yerleşerek iltihap, DNA hasarı ve zamanla mezotelyoma gibi ölümcül kanserlere yol açabiliyor.
Eski binalardaki izolasyon ve zemin kaplamaları hâlâ risk oluşturduğundan tadilatlarda dikkat şart.
Maruziyet için güvenli bir eşik olmadığı kabul edildiğinden en küçük temas bile tehlikelidir.Arsenik doğal olarak toprak ve kayalarda bulunur ancak erozyon, madencilik, kömür yakımı ve endüstriyel atıklar nedeniyle içme suyuna karıştığında ciddi kansere yol açabilir.
Tüketildiğinde vücutta birikerek DNA onarımını bozuyor ve özellikle cilt, akciğer ve mesane kanser riskini artırıyor.
Birçok bölgede güvenli sınır aşıldığından kuyuların test edilmesi ve arıtma filtreleri kullanılması hayati önem taşır.
Güvenli kullanım için dikkat şart.Benzene sigara dumanı, egzoz gazı, boya ve solvent buharı gibi birçok kaynaktan havaya karışan tatlı kokulu bir kimyasaldır.
Uzun süre solunduğunda kemik iliğini etkileyerek yeni kan hücrelerinin üretimini bozar ve lösemi riskini artırır.
Sanayi tesisleri yakınında veya kapalı ortamlarda biriken buharlar görünmez bir tehlike yaratır.
Maruziyeti azaltmak için sigaradan uzak durmak, benzin buharını solumamak ve iyi havalandırılan alanlarda çalışmak önemlidir.
Maske kullanmak ek koruma sağlar.Radon, uranyum ve toryum gibi elementlerin toprakta doğal olarak çözünmesiyle açığa çıkan radyoaktif bir gazdır.
Evin zeminindeki çatlaklardan iç mekâna sızarak kokusuz ve görünmez biçimde birikir.
Uzun süre solunduğunda akciğer dokusuna zarar verir ve sigaradan sonra ikinci büyük akciğer kanseri nedeni kabul edilir.
Radon seviyeleri bölgeye göre değiştiği için düzenli ölçüm yapmak önemlidir.
Evin havalandırılması ve çatlakların kapatılması riski düşürür.
Azaltım sistemleri ek koruma sağlar.Vinil klorür, PVC üretiminde kullanılan renksiz ve yanıcı bir kimyasaldır.
Sanayi tesislerinden havaya karışabilir ve solunduğunda karaciğer dokusunda ciddi hasar oluşturabilir. 1970’lerde PVC işçilerinde görülen nadir karaciğer kanserleri bu maddeyle ilişkilendirilmiştir.
Fabrika yakınlarında yaşayanlar içme suyundaki sızıntılarla da maruz kalabilir.
PVC atıklarının yakılması toksik gaz salınımını artırır.
İzleme ve iyi havalandırma maruziyeti azaltır.
Düzenli kontroller ek koruma sunar.Dizel egzozu, kamyonlar, otobüsler, jeneratörler ve iş makineleri gibi dizel motorlu araçlardan çıkan karmaşık bir kirletici karışımıdır.
İçerdiği ince partiküller akciğere derinlemesine nüfuz ederek DNA hasarına ve uzun vadede akciğer kanserine yol açabilir.
Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yaşayanlar daha yüksek risk altındadır.
Maruziyeti azaltmak için elektrikli ulaşım tercih edilmeli, motorların egzozları filtrelenmeli ve havalandırma artırılmalıdır.
Maske kullanımı da ek koruma sağlar.Formaldehit, mobilya, boya, kaplama, tekstil ve temizlik ürünlerinde bulunan keskin kokulu bir kimyasaldır.
Kapalı ortamlarda biriktiğinde solunum yollarını tahriş eder ve uzun süre maruz kalındığında nazofarenks kanseri riskini artırır.
Yeni yapılan tadilatlarda ve yeni alınan mobilyalarda seviyeler yükselir.
Maruziyeti azaltmak için düşük formaldehitli ürünler seçilmeli, ev sık havalandırılmalı ve nem düşük tutulmalıdır.
Yüksek nem salınımı artırdığı için dikkat edilmelidir.
Ek önlem şart.Kadmiyum, pil üretimi, metal kaplama, plastik ve atık yakımı gibi süreçlerde açığa çıkan toksik bir metaldir.
Toprağa ve suya karışarak bitkilere geçebilir ve besin zinciri yoluyla insanlara ulaşabilir.
Vücutta birikerek DNA onarımını bozar, akciğer ve prostat kanseri riskini artırır.
Yanlış bertaraf edilen piller önemli bir kaynaktır.
Maruziyeti azaltmak için piller geri dönüştürülmeli, e-atık yakılmamalı ve sebzeler iyice yıkanmalıdır.
Kirli bölgelerde yeraltı suyu düzenli test edilmelidir.Hekzavalent krom, metal kaplama, pigment ve deri işleme süreçlerinde ortaya çıkan son derece toksik bir bileşiktir.
Havaya, toprağa ve yeraltı suyuna karıştığında uzun süre bozulmadan kalabilir.
Solunduğunda akciğer, burun ve sinüs kanserine; yutulduğunda mide ve böbrek hasarına yol açabilir.
Sanayi bölgelerinde risk daha yüksektir.
Maruziyeti azaltmak için arıtılmamış yeraltı suyu içilmemeli, metal atıkları doğru şekilde bertaraf edilmeli ve çalışma alanları iyi havalandırılmalıdır.
Koruma şart.Aflatoksinler, sıcak ve nemli ortamlarda yetişen tahıl, kuruyemiş ve baharatlarda gelişen Aspergillus türü küfler tarafından üretilen güçlü kanserojen maddelerdir.
Uzun süre tüketildiğinde karaciğerde toksik birikime yol açarak karaciğer kanseri riskini artırır.
Kontrolsüz depolama ve yetersiz kurutma en büyük nedenler arasındadır.
Maruziyeti azaltmak için ürünler güvenilir kaynaklardan alınmalı, nemsiz ortamlarda saklanmalı ve küflenmiş gıdalar kesinlikle tüketilmemelidir.
Kontrol önemlidir.