Haber Detayı
Yapay zekada milyarder patlaması: Yapay zekanın yeni zenginleri paraya para demiyor
Dünyayı kurtarma hayalleri yerini banka hesaplarına bıraktı. Sadece bir yılda 50’den fazla kişi yapay zekayla milyarderler kulübüne girdi. 22 yaşındaki gençler Zuckerberg’in rekorunu kırarken, Taylor Swift'in rekoru bile el değiştirdi.
2025 yılına geldiğimizde, yapay zekanın Dünya’yı kurtaracağı ya da sonunu getireceği yönündeki büyük tartışmalar yerini devasa bir servet patlaması gibi çok daha somut ve gösterişli bir tabloya bıraktı.
Geçtiğimiz yıllarda havada uçuşan kıyamet senaryoları ve fütüristik hayallerin yerini, bu yıl banka hesaplarındaki on haneli sayılar aldı.Forbes’un son verileri, sadece bir yıl içinde 50’den fazla yeni yapay zeka milyarderinin ortaya çıktığını gösteriyor.
Ancak bu yeni zenginler kulübü, sanıldığı gibi dünyayı değiştirecek dijital bir kurtarıcı yarattıkları için değil, daha çok iş dünyasının “sıkıcı” ama karlı ihtiyaçlarına çözüm ürettikleri için bu noktaya ulaştı.Bu dönemin yeni dev şirketleri, genellikle veri etiketleme, kurumsal yazılımlar veya maliyet düşüren yapay zeka asistanları üzerine yoğunlaşıyor.
Öne çıkan örnekler arasında, insan müşteri temsilcilerinin yerini alan Sierra adlı girişimin kurucuları Bret Taylor ve Clay Bavor var.
Benzer şekilde, uzmanların bilgisini yapay zeka eğitimine dönüştüren Mercor’un 22 yaşındaki üç genç kurucusu, bu başarılarıyla Mark Zuckerberg’in elinde tuttuğu “en genç milyarder” rekorunu bile geride bıraktı.
Ayrıca, Lucy Guo gibi girişimciler, Meta gibi devlerden aldıkları yatırımlarla “en genç kendi servetini yaratan kadın” unvanınını Taylor Swift’in elinden almayı başardı.Elbette ElevenLabs gibi ses üretim teknolojileriyle eğlence dünyasına hitap eden ve Hollywood yıldızlarının desteğini alan daha renkli başarı hikayeleri de mevcut; ancak genel tablo, yapay zekanın artık bir “verimlilik ve maliyet kısma” makinesine dönüştüğünü kanıtlıyor.Ekonomik tablonun diğer yüzüYapay zeka milyarderleri listesi kabarırken, madalyonun diğer yüzünde oldukça farklı bir ekonomik gerçeklik göze çarpıyor.
Kağıt üzerinde ekonomi “şahlanıyor” gibi görünse de sokağın durumu bu parıltılı tabloyla pek uyuşmuyor.
Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki konutların yüzde 75’i, ortalama gelire sahip aileler için artık ulaşılmaz bir hayal haline geldi. 2010 yılında ev alanların yarısını ilk kez ev sahibi olanlar oluştururken, bu oran son verilerle birlikte yüzde 24’e kadar geriledi.
Servet ve harcama gücü giderek daha dar bir kitlenin elinde toplanıyor; öyle ki en yüksek gelir grubundaki yüzde 10'luk kesim, toplam tüketimin yarısından fazlasını tek başına gerçekleştiriyor.Bu durum, dijital dünyada yaratılan milyarlarca dolarlık değerin toplumun geneline yayılmak yerine, belirli bir teknoloji zümresinde yoğunlaştığını gösteriyor.
Yapay zeka devrimi şimdilik toplumun temel sorunlarını çözmekten ziyade, yeni bir zenginler sınıfı yaratmakla meşgul.
Uzmanlar bu sürecin ne kadar sürdürülebilir olduğunu tartışsa da 2025 sınıfı milyarderler için parti tüm hızıyla devam ediyor.