Haber Detayı
Somaliland, Suriye ve Liberalizm Hikayeye bakın..
Somaliland, Suriye ve Liberalizm Hikayeye bakın..
Somali, liberalizmin yuttuğu güzel kıtanın deniz şerefiyeli topraklarında sanki çok güzel büyüdü, gelişti, refah memleketi oldu da şimdi oradan ayrılan Somaliland daha güzel olacakmış..
Tüm büyükler kalkınma araçlarını yüklenmişler, bilim, sanat ve teknoloji liderleri ile bu kıyıda kalmış Somalili ayrılıkçılara daha güzel bir Dünya getireceklermiş..
Yerseniz..
Irak'tan Suriye’den ayrılmak için tutturanlar bu kaosun içinde kendilerine cennet yaratacakmış..
Bir ara Türkiye’nin güney doğusundan emperyalizme pay çıkarmaya çalışanlar da daha demokratik bir düzen palavrası peşindeydi..
Doğru ya, kendi siyasal hareketinde, köyünde, ailesinde demokrasi getiremeyenler koskoca kadim Türk milletine demokrasi getirecekmiş..
Neyse ki bunların büyük kısmı emperyalizmin saçmalıklarının getirdiği kaosun tek yararlanıcısının emperyalist güçler olduğunu kavradı..
Diğer bütün kesimler için acıya dönüştüğünü anladı..
İŞGAL EDİLEN ZİHİNLER Başka milletlerin topraklarını işgal eden güçleri kutsamak zehirlenmiş, yapılandırılmış zihinlerin üretimidir.
Neymiş efendim, Afganistan'dan Amerika kovulmuş da çok mu iyi olmuş?
Afganistan’da kadınların durumu daha mı iyiymiş?
Yahu işgal altında, yabancı asker kontrolünde bir ülkede kadınların daha güvende olduğunu söyleyen kim? 1912'de kaybettiğimiz Balkan topraklarında, 1919’da İzmir’de, Antep'te, Maraş’ta, 1918’den sonra başkent İstanbul’da daha mı güvenliydi?
Hadi empati yapamıyoruz, tarihimizden de mi ders almıyoruz? ..Veya daha korkunç olanı: Tarihimizi bilmiyor muyuz?
Unuttuk mu?
Daha da kötüsü hiç öğrenmedik mi?..
Ulusların özgürlüğü karşısında emperyalizmin yalanları..
Buyrun, seçin tarafınızı..
SUYUN AKIŞ YÖNÜ İnsanoğlu, suyun akış yönünü bir türlü kavrayamadı..
Emperyalizm nereye kendi topraklarındaki huzuru refahı taşıdı bugüne kadar?
Hindistan'da, Nepal’’de, Irak’ta, Afganistan’da, Mali’de, Burkina Faso’da, Libya’da ve daha nicelerinde..
Tam tersine, hep o toprakların zenginliğini aldı kendi ülkesine taşıdı..
Emperyalizmin topraklarındaki refahın nedeni büyük teknoloji veya bilim değil; hele hele daha az uyuyup, daha çok çalışmaları hiç değil ..
İşgal altındaki toprakların çalınan doğal kaynakları, insan kaynakları ve geleceği bir akarsu oluşturulup taşındı..
Büyük bir açgözlülükle yapılan bu soygunun eseri bir refah..
SURİYE Şimdi Suriye’de gruplar federasyon çağrısı yapıyor, hükumete kafa tutuyor; SDG ise elimde böyle bir silahlı güçle pastanın büyük kısmını hüpletmek varken neden bir kısmına razı olayım diyor..
İnsan şaşırıyor..
Tarihten hiç mi ders almazlar?
Irak’ta yaşananları görmediler mi diye..
İşin aslı hiç öyle değil..
Siyaset saflığa, aptallığa gelmeyecek sert bir satranç oyunudur.
Teoride gerçekleşeceğinden emin olacağınız her şey sahada farklı olabilir.
Bunu Suriye'deki gruplar son 10 yılda epey anladılar..
Sistem şöyle işler..
Rejime bağlı, üniter düzenin, ulusun parçası olan gruba hükümete bağlı güçler içine sızan emperyalist tetikçiler saldırır..
Öyle dramatik bir süreç yürütülür ki hem sokaklar hem kanaat önderleri bu hükumetin düzeni sağlayamadığına inanır ve federal çözümler istemeye başlar.
Böyle bir durumda emperyalizmin kulakları çınlar ve hemen “çözüm” üretmek için damlarlar..
Sanki önceden hazırlanmamış, o çözüm için sahada sorun yaratan gruplara sızan, insanlık dramını yaratan kendi adamları değilmiş gibi..
Hatta daha inanılır olsun diye onları yegane suçlu ilan edip, “ibret!” olsun diye cezalandırırlar..
TARİH NEREDE BAŞLAR?
Bu konuda hiç şüphe yok Göbeklitepe’nin keşfine kadar tarihin Sümerle başladığını söyledik, Samuel Noah Kramer’ın söylediği gibi..
Ancak Fukuyama’nın Tarihin Sonu’na atıf yapacak olursak şu an belki de bir doğum sancısı sürecinde olduğumuzu söylenebilir.
Yani Sovyetler Birliği’ni dağılması ile sona eren iki kutuplu Dünya’nın sonu eğer tarihin sonu olarak kabul edilirse Fukuyama takvimine göre, artık bu son da son bulmuştur..
O yüzden yeniden Kramer’a dönüş yapmaksızın yeni Çokkutuplu Dünya’nın başlangıcını yeni tarihin başlangıcını olduğunu söyleyebiliriz..
YENİ DÜNYA YENİ PARADİGMA Evet tekkutupluluğun karanlık dönemi sona eriyor ve yeni bir Dünya kuruluyor.
İbrahim Troure gibi kahramanların Dünyası..
Urban gibi, Fico gibi gerçekliğe inananların dünyası..
Diğer tarafta ise Zelenskiy, Avrupa Birliği'nin Merz ve Macron’u ve yarı-rasyonel Meloni’si..
Trump tarafından yalnız bırakılan ve İngiliz gazıyla Rusya’ya yürümeye çalıştığı için şimdi ne yapacağını bilemeyen Avrupa..
Akşam canlı yayında Amerikan başkanı basın toplantısı yapıyor..
Yanında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı olan Netenyahu..
Soykırım suçundan yargılanması gereken kişi..
Ağzı kulaklarında..
Amerikan başkanı ile aynı ton takım elbise ve aynı kravatı takmış..
Gülümseyerek her sözü onaylıyor..
Rusya devlet başkanının konutuna bir önceki gece 91 insansız hava aracı ile saldırı düzenlenmiş..
Bir gazeteci bunu soruyor ve ABD başkanı “Beni aradı, konuştuk, gayet iyiymiş..
Buna sevindim ..” diyor.
Yanındakinin gülümsemesi kayboluyor, suratı asılıyor..
Diğer yanda ise bugün Somali devlet başkanı Türkiye’ye geliyor..
Bu yazıyı teslim ettiğim saatlerde görüşmeler başlayacak..
Bu çok önemli..
Gerçekten tarihsel rolümüz açısından çok önemli..
Böyle bir Dünyada Türkiye’den beklenen daha fazlası..
Düşünsenize, Somali devletinin ülkesi bölünüyor, Arap Ligi toplanıyor ama Somali Devlet başkanı dosdoğru Ankara’nın yolunu tutuyor..
Bizden beklentisi olan sadece Suriye, Katar, Libya değil..
Daha fazlası..
Yeni çok kutuplu dünyada o kadar kritik bir yerdeyiz ki..
Kadim bir millet olmak böyle bir şey olsa gerek..
Büyük görevler sizi bekliyor..
O yüzden her adım hesaplı atılmalı, anlık boşluk bırakılmamalı..
Bugün İsrail’in varlık nedeni ve bölgede büyük soykırımlar belalar olmasının nedeni Osmanlı’nın Mısır, Süveyş, Kıbrıs ve Filistin’i adım adım İngilizlere kaptırmış olmasının sonucu..
Boşluk verme veya yanlış adım atma lüksümüz yok..
Türkiye, en az Rusya ve Çin kadar bu konjonktürde önem sahibi..
Bu nedenle de sorumluluğun büyük olması gerçeği ile karşı karşıyayız.
Yeni paradigmayı anlamalıyız..
Zira sorumluluk büyük tehlikeleri beraberinde getirir..
İstediğiniz kadar gizlenin, satrançta karşı taraf sizin en önemli taşınızı görür ve onu devre dışı bırakmaya çalışır..
Türkiye ve Rusyanın sürekli bıçak sırtında olmasının bir nedeni de budur..